Examples of using "Ente" in a sentence and their turkish translations:
Bir ördeği fırında pişiriyorum.
O ördeği hedefliyorum.
Bir ördek satın almak istiyor musun?
Ördek "Vak, vak" dedi.
İklim değişikliği bir aldatmaca değildir.
Çin restoranında Pekin ördeği yedik.
O bir ördek gibi görünüyor.
O kaz niçin yumurtalarının üstünde oturuyor?
Hiç ördek gibi yürüdün mü?
Bu görüntü ya bir ördek gibi ya da bir tavşan gibi görülebilir.
Ertesi sabah Beyaz Ördek, yavrularını arayarak göletin etrafında dolandı durdu; isimleriyle seslendi, aradı taradı ama onlara dair hiçbir ize rastlayamadı.
Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.