Examples of using "All" in a sentence and their turkish translations:
Bütün bu gerekli mi?
Bütün diğerleri nerede?
Evet, bakın, tüm aletler burada.
Burada ortak olan şey,
elimizdeki bu cihazlar değil,
NASA'nın ilk astronot grubu Mercury Seven'ın bir üyesiydi .
Bu kadar nefret niye?
Tanrı evreni yaptı.
Bunun hepsi için kim ödeme yapacak?
Tüm bu konuda emin misin?
Tom tüm sorularınızı yanıtlayacak.
Tüm bu fikirlerde ödün veriliyor.
Bütün hikayeler ilginçtir.
Tüm erkekler çalışkandır.
Tüm yorumlarınız için teşekkürler!
Bütün bu eşyayı kullanıyor musun?
Bütün bu insanlar kim?
Bütün bunların arkasında mısın?
Tüm yardımın için teşekkürler.
Bütün bu insanları tanıyor musun?
Bütün bu eşya nedir?
Lütfen tüm bu oyuncakları Tom'a ver.
Bütün bavullarımı açtım.
O bütün günahlarını itiraf etti.
Bir gün tüm bunlar sizin olacak.
Bana bütün bu soruları neden soruyorsun?
pars saldırısından korunmayı sağlayabilecek öneriler,
Bazı insanlar tüm bunların sıradan bir mesele olduğunu düşünüyor.
Bu durumda tüm yavrular tehlikeye açık.
Tüm bu faaliyet de... ...gözlerden kaçmaz.
proved the most capable of all.
Bütün paramı kaybettim.
Bütün bunlar yeni sorular getiriyor.
Bütün ağaca ne olur?
O bütün elbiselerini kendisi yapar.
O, tüm parasını bağışladı.
O, sahip olduğu tüm parayı kaybetti.
Onun bütün şikâyetlerinden bıktım.
Bütün çabamız başarısızlıkla sona erdi.
Bütün o mektupları neden yazdım?
Tom bütün parasını bağışladı.
Onların bütün yalanlarından bıktım.
Bütün bu kutularda ne var?
Bütün bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tom bütün bunları bize verdi.
Bu türkülerin hepsini sevmiyorum.
Bütün bu çocuklar burada ne yapıyor?
Bütün bu sadece anlamsız laf kalabalığı.
Bütün bunları kim ödeyecek?
Tom bütün borçlarını tamamen ödemek için çalışıyor.
Bütün bu çiçekler benzer görünüyor.
O, bütün oyuncak bebeklerini başkalarına verdi.
Mary bütün elbiselerini kendi diker.
Bütün bunlardan kim yararlanır?
Bütün bunları neden öğrenmek zorundayım?
Mary bütün bebeklerini bağışladı
Tüm bu keçilerle ne yapıyorsun?
Her şeyi göz önünde bulundurmalısın.
Bütün yardımınız için size minnettarız.
size bu söylediklerim için
ve getirdikleri tüm tecrübeleri kutlamak istiyoruz.
Aslında yaptığım tek şey bu dalları birbirine sarmak.
Ben buna aitlik politikası diyorum.
bu türü kaybedebiliriz.
Tabi bunların hepsi bir rastlantı da olabilir
Onun bütün parası yeğenine gitti.
Sahip olduğum tüm parayı ona güvendim.
Onun hastalığı onun tüm umutlarını boşa çıkardı.
Sözlerinin hiçbiri beni kandıramaz.
Bütün tavsiyenizi takdir ediyorum.
Öğrencilerin her ikisi de bütün testlerini geçti.
Bunun hepsi benim kişisel kullanımım içindir.
O beni bütün arkadaşlarıyla tanıştırdı.
Tom beni bütün arkadaşlarına tanıştırdı.
O bütün diğerlerinden daha güzeldi.
O, tüm boş zamanını balıkçılığa adadı.
Erkek kardeşlerimin hepsi savaşta öldü.
Tüm dileklerin gerçek olsun!
Milyonlarca insan bütün birikimlerini kaybetti.
O, ona bütün yardımı için teşekkür etti.
O, bütün servetini kaybetti.
Bütün stresle nasıl baş ediyorsun?
Bütün kadınlığım içinde saygı görmek istiyorum
içimizdeki tüm nefret dolu düşüncelerle.
yine biz bütün bu eleştirilere gülmüştük
Ve üstümdeki baskıdan dolayı hastalanıyordum.
Uzaydan bakınca, dünya çok güzeldir.
Onlar tüm boş vakitlerinde ne yapıyorlar?
Bütün çevirilerim için bana ödeme yapmalısın.
Sahip olduğu her şeyle birlikte evi terk etti.
Tom beni tüm partilerine davet eder.
Sahip olduğu tüm paraya rağmen, o mutlu değil.
Bütün bu parayla ne yapacaksın?
Bütün bu cümlelerle ne yapacaksınız?
Bu tamamen yanlış.