Translation of "Holte" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Holte" in a sentence and their turkish translations:

- Er holte sein Taschentuch heraus.
- Er holte sein Taschentuch hervor.

O, mendilini çıkardı.

- Tom holte sein Gewehr raus.
- Tom holte seine Pistole raus.

- Tom silahını çıkardı.
- Tom emaneti çıkardı.

Tom holte Maria Wasser.

Tom Mary'ye biraz su aldı.

Tom holte Mary ein.

Tom, Mary ile arayı kapattı.

Tom holte ordentlich Luft.

Tom çok derin bir nefes aldı.

Ich holte die anderen ein.

Diğerlerinin hızına yetiştim.

Ich holte ihn alsbald ein.

Kısa sürede onunla arayı kapattım.

Er holte ein Heft hervor.

Bir defter çıkardı.

Tom holte seinen Pass heraus.

Tom pasaportunu çıkardı.

Er holte seinen Pass heraus.

Pasaportunu çıkardı.

Tom holte einen Stift heraus.

Tom bir dolma kalem çıkardı.

Toms Frau holte ihn ab.

Tom'un karısı onu aldı.

Er holte sein Messer hervor.

O, bıçağını çıkardı.

Tom holte seine Kamera heraus.

Tom kamerasını çıkardı.

Der Kellner holte einen neuen Teller.

Garson yeni bir tabak getirdi.

Das Taxi holte zwei Fahrgäste ab.

Taksi iki yolcu aldı.

Er holte ein paar Münzen hervor.

O biraz para çıkardı.

Tom holte Maria vom Flughafen ab.

Tom havaalanında Mary'yi aldı.

Tom holte uns vom Flughafen ab.

Tom bizi havaalanında aldı.

Tom holte Maria ein Glas Wasser.

Tom Mary için bir bardak su almaya gitti.

Tom holte Maria und Johannes ein.

Tom, Mary'yi John'la birlikte yakaladı.

Tom holte Maria vom Bahnhof ab.

Tom İstasyondan Mary'yi aldı.

Tom holte mich am Bahnhof ab.

Tom istasyonda beni aldı.

Sami holte Layla vom Flughafen ab.

Sami, Leyla'yı havaalanında aldı.

- Tom holte Mary gegen Kaution aus dem Gefängnis.
- Tom holte Mary auf Kaution aus dem Gefängnis.

Tom Mary'yi kefaletle hapishaneden çıkardı.

Er holte eine Münze aus seiner Tasche.

O cebinden bir bozuk para çıkardı.

Tom holte eine Münze aus seiner Tasche.

Tom cebinden bir para çıkardı.

Tom holte etwas Geld aus der Tasche.

Tom cebinden biraz para çıkardı.

Maria holte die Kekse aus dem Ofen.

Mary kurabiyeleri fırından çıkardı.

Tom holte ein Messer aus der Tasche.

Tom cebinden bir bıçak çıkardı.

John holte einen Schlüssel aus seiner Tasche.

John cebinden bir anahtar çıkardı.

Tom holte eine Tüte mit Mäusespeck hervor.

Tom bir çanta hatmi çıkardı.

- Er bekam den Ball.
- Er holte den Ball.

O, topu aldı.

Tom holte unter dem Bett eine Kiste hervor.

Tom yatağın altından bir kutu çıkardı.

Tom holte eine Flasche Bier aus dem Kühlschrank.

Tom dolaptan bir şişe bira çıkardı.

Tom holte Luft und tauchte dann unter Wasser.

Tom bir nefes aldı ve sonra sualtında yüzmeye başladı.

Tom holte die Kinder von der Schule ab.

Tom okuldan sonra çocukları aldı.

- Tom holte Maria ab.
- Tom hob Maria hoch.

Tom, Mary'yi aldı.

Tom holte eine Katze aus dem örtlichen Tierheim.

Tom yerel hayvan barınağından bir kedi sahiplendi.

Tom holte eine Decke und legte sie über Mary.

Tom bir battaniye aldı ve onu Mary'nin üzerine örttü.

Tom holte aus einer braunen Papiertüte ein Butterbrot hervor.

Tom kahverengi bir torbadan bir sandviç çıkardı.

Tom holte eine köstlich aussehende Pizza aus dem Ofen.

Tom fırından bir lezzetli-görünümlü bir pizza çıkardı.

Sie holte die verlorene Zeit durch hartes Arbeiten wieder auf.

Çok çalışarak kaybedilen zamanı telafi etti.

Heute holte ich meinen vierjährigen Neffen aus dem Kindergarten ab.

Bugün anaokulundan dört yaşındaki erkek yeğenimi aldım.

Tom holte sein Taschentuch heraus und schnäuzte sich die Nase.

Tom mendilini çıkardı ve burnunu sümkürdü.

Tom ging zu seinem Wagen zurück und holte eine Taschenlampe.

Tom arabasına döndü ve bir el feneri aldı.

Tom holte seinen Fotoapparat hervor und fing an zu knipsen.

Tom kamerasını çıkardı ve fotoğraf çekmeye başladı.

Tom holte seinen Schlüssel hervor und sperrte die Tür auf.

Tom anahtarını çıkarıp kapıyı açtı.

Er holte ein Buch heraus und begann, es zu lesen.

O, bir kitap çıkardı ve onu okumaya başladı.

Sie holte ihr Messer heraus und schnitt die Tomate in Scheiben.

O, bıçağını çıkardı ve domatesi dilimledi.

Tom stand auf und holte sich noch ein Bier aus dem Kühlschrank.

Tom ayağa kalktı ve başka bir bira için buzdolabına gitti.

Tom holte aus seinem Schrank einen alten Schuhkarton hervor und öffnete diesen.

Tom dolabından eski bir ayakkabı kutusu çıkardı ve onu açtı.

- Sie holte ihn am Bahnhof ab.
- Sie hat ihn am Bahnhof abgeholt.

O, onu istasyondan aldı.

Sie holte die Champagnerflasche hervor, die sie für einen besonderen Anlass aufgehoben hatte.

O, özel bir durum için sakladığı şampanya şişesini çıkardı.

Tom holte noch ein anderes Dokument hervor und legte es auf den Tisch.

Tom başka bir belge çıkardı ve masanın üzerine koydu.

Tom holte sich auf dem Weg zur Arbeit einen Kaffee und einen Muffin.

Tom işe giderken bir kahve ve bir çörek aldı.

- Perry holte eine wertvolle Information aus ihm heraus.
- Perry erhielt von ihm wertvolle Information.

Perry ondan değerli bilgiler elde etti.

Tom holte seine Schlüssel hervor, merkte dann aber, dass die Tür bereits offen war.

Tom anahtarlarını çıkardı fakat sonra kapının zaten açık olduğunu fark etti.

Tom holte das Gemüse aus dem Garten, das Maria zur Zubereitung des Mittagessens benötigte.

Tom bahçeden öğle yemeği hazırlamak için Mary'nin ihtiyacı olan tüm sebzeleri aldı.

Tom holte seine Schlüssel hervor, stellte dann aber fest, dass die Tür bereits verschlossen war.

Tom anahtarlarını çıkardı ama kapının açık olduğunu fark etti.

- Tom holte einige Geschenke aus seiner Tasche hervor.
- Tom nahm einige Geschenke aus seiner Tasche.

Tom çantasından bazı hediyeler çıkardı.

Tom griff in seine Tasche, holte einige Streichhölzer heraus, riss eins an und zündete damit das Lagerfeuer an.

Tom cebine uzandı, birkaç kibrit çıkardı, birini çaktı ve sonra kamp ateşini yaktı.

- Tom nahm einen Bleistift heraus und fing an zu schreiben.
- Tom holte einen Bleistift hervor und begann zu schreiben.

Tom bir kalem çıkardı ve yazmaya başladı.

- Ich holte etwas Geld von der Bank für meine Reise.
- Ich hob für meine Reise etwas Geld von der Bank ab.

Gezim için bankadan bir miktar para çektim.

- Er nahm etwas aus seiner Tasche.
- Er holte etwas aus seiner Tasche.
- Er hat etwas aus seiner Tasche genommen.
- Er hat etwas aus seiner Tasche geholt.

Cebinden bir şey çıkardı.