Examples of using "Aufs" in a sentence and their turkish translations:
- Dürüst olalım.
- Dürüst olalım!
- Kanepeye oturma.
- Divana oturma.
Bu, müessesenin ikramı.
Ben kırsalda araba sürmeye gittim.
Ticaret yüksek okuluna gittim.
İyi niyetle umuyoruz.
Fiyat etiketine bak.
O ata bindi.
Tom atının üzerine atladı.
En kötüsü için hazırlanmalısın.
Tereyağını ekmeğin üzerine yaydı.
Kırsala taşınmak istiyorum.
Tom son derece hayal kırıklığına uğradı.
Lütfen alt kattaki banyoyu kullan.
- Yankesiciler turistleri hedefler.
- Yankesiciler turistleri hedef alırlar.
Aynı kapıya çıkar.
Ben en kötüsüne hazırım.
O, ekmeğin üzerine tereyağ sürdü.
Kesinlikle birbirlerinden nefret ediyorlar.
Tom denizde dışarıya baktı.
Ben yatacağım.
Son derece tatminsiz kaldım.
Hemen ata bin!
Bu formları imzala.
Ben gerçekten, gerçekten heyecanlıyım.
- Bu içki şirkettendir.
- Çaylar şirketten.
Gaz pedalına dikkatlice bastım.
Bu son derece haksız.
Biz son derece endişeliyiz.
Biz son derece hayal kırıklığına uğradık.
Bert yüksek okula gitmez, değil mi?
O, bebeğini yatağa yatırdı.
O, tamamen aşağılanmış hissetti.
Her yaz kırsala giderim.
Öğle yemeği için hazırlanalım.
Tom ekmeğe tereyağı sürüyor.
Canın sinemaya gitmek istemiyor mu?
Tom tostuna biraz çilek reçeli sürdü.
Elini kalbine koydu.
Burada çimin üstünde oturalım.
Ben işimi gerçekten severim.
Tom elini kalbine koydu.
Mary çantasını yatağa attı.
Polis, Tom'u karakola götürdü.
Tom tostuna bir sürü bal koydu.
Birkaç aspirin gönderir misin?
Her otuz dakikada tuvalete koşarım.
Size bu kitabı mutlaka öneriyorum.
Bunun için hayatını riske attı.
O, hayatını riske atmayı umursamaz.
Bu son derece acımasız bir savaştı.
Onun yanındaki kanepeye oturdum.
Onun yanındaki kanepeye oturdum.
Tom'un yanındaki kanepeye oturdum.
Şehrin ışıkları denize taşıyor...
Ben yatmaya gideceğim.
Tom içeri yürüdü ve kanepeye oturdu.
Tom bizim için hayatını riske attı.
Mary ebeveynleri tarafından son derece mahcup edilmişti.
Benim için hayatını riske atma.
En kötüsü için hazırlanmak gerekir.
Yazın köye gitmeyi düşünüyorum.
O, kefaretini ödüyor.
Kafayı vurup yatalım.
Dostluğumuzu tehlikeye atacak bir şey istemiyorum.
Uğruna çalıştığın her şeyi riske atma.
Şekerleme yapmaya karar vermiştim.
Ömrüm son demlerine yaklaşıyor.
Tom benimle kanepede oturmak için geldi.
Değişiklik olsun diye kırsal alana gidelim mi?
Okyanusun yoldan görünümü muhteşemdi.
Kafayı vurup yatmam lazım.
Masanın altında elini benim dizimin üzerine koydu.
Eğer yorgunsan kanepeye uzanabilirsin.
Gece dolunay çatının üzerine düştüğünde, tüm çiftçiler uyanır.
Tom Mary'nin liseye nereye gittiğini merak etti.
Mary tavana çıktı ve kasabaya baktı.
Geciktiğimi hatırlayıp gaza bastım.
Üniversiteye gittiğinde Steve Jobs bu durumu biliyordu zaten
O, yatağa uzandı.
Tom kanepeye oturdu.
O, yatakta oturdu.
Yaşamını riske atman çılgınlık.
Tom bizimle konsere gitmeye çok ilgili görünmüyordu.
Onu elinden yakaladı ve onu tekneye çekti.
Odaya gitti ve yatağa yattı.
Onu riske atamam.
Tom boğulan çocuğu kurtarmak için hayatını riske attı.
Tuvaleti kullanmak zorundayım.
Taraftarlar, rakip takım sahaya çıkınca yuhalamaya başladı.
Tekne denize doğru sürüklendi.
Ben uyuyacaktım.
Seni kandırmaya çalışmadım.
Ebeveynlerim kız arkadaşımı sevmiyor. Onlar onun bir zengin koca avcısı kadın olduğunu söylüyor.
Her yerde bir arabaya binmek yerine yürü ya da bisikletine bin.
Onu göze almana izin veremem.
- Kek yapmayı biliyor.
- Kek yapmasını bilir.
- Kek yapmasını biliyor.