Examples of using "Hey" in a sentence and their turkish translations:
Hey, bekleyin!
Hey, gitme.
Hey, buraya gel.
Hey, kar yağıyor.
Hey, nasıl gidiyor?
güneşten gelen zararlı ışınları hey yıl %10 daha az süzüyor
Hey, bana bak.
Hey, bu nedir?
Hey, nasıl gidiyor?
Hey, onu yapma!
Hey, bu iyi.
Hey, sen Tom musun?
Hey, beni dinle.
Hey, neredesin?
Hey, biz neredeyiz?
Hey, ben ne biliyorum?
Hey ne yapıyorsun?
Tamam, gitmeliyiz! Hey!
Hey, sen Tom değilsin.
Hey bak, bu Tom.
Hey, şuna bak.
Hey, sen burada ne yapıyorsun?
Hey bana bir mola verin.
Beyler, konuşmamız gerek.
Hey, Tom'a bir mola ver.
Hey, nereye gidiyorsun?
Hey Tom, burada mısın?
Hey, nasılsın?
Hey, bunu dinle.
Hey, beni nereye götürüyorsun?
Hey, burada ne oluyor?
Hey, harika görünüyorsun.
Hey, bu gerçekten harikaydı.
Hey, ne yaptığıma bak.
Hey, neye bakıyorsun?
Bakın, onu kullanmak nasıl olur?
Hey, ne istediğimi biliyorum.
Hey, ne dinliyorsun?
Hey, Tom, buna bak.
Hey, orada ne oluyor?
Hey, kara bak!
Hey, yapacağım şeye bak.
Hey, neden mola vermiyorsun?
Selam, Fred. Perşembe günü badminton oynamaya ne dersin?
Ula gardaşım başka işiniz gücünüz yok mu?
Hey, bunun hakkında endişelenme, Tom.
Hey, sana bir şey söyleyeyim.
Hey, seni görmek güzel.
Hey, bak, üç başlı maymun!
Hey sen ! Havuz başında koşmak yok !
hay aklınla bin yaşa işte doğru soru bu
Hey sen! Şu yeşil çantada neyin var?
Hey kedi, nasılsın? Evde mi oturuyorsun? İki kedi var.
Hey, köpeğin beni ısırdı.
Hey, sen! Ne yapıyorsun?