Examples of using "Größeren" in a sentence and their turkish translations:
daha kalabalık kitleler halinde yaşıyoruz
Daha büyük pasta istiyorum.
Tom daha büyük bir indirim istiyor.
Daha büyük bir sandalyeye ihtiyacım var.
Daha büyük bir buzdolabına ihtiyacımız var.
daha da büyük taşkınlar yaratırsa?
Tom daha büyük bir daire arıyor.
O şimdi yaşamak için daha büyük bir ev arıyor.
Tom düşündüğümden daha fazla dertte.
Yılan daha büyük bir yılan tarafından mideye indirildi.
ama halatı bağlamak için bulabildiğim en büyük kaya bu.
Bir aptal her zaman kendisine hayran olacak daha büyük bir aptal bulur.
Japonya'da Biwa gölünden daha iyi bir göl yok.
Yerim olsa daha büyük bir TV alırım.
Bakın, bu büyük taşların altına bakmaya devam edeceğiz. Bunun altındakine bakın.
yakında Prusya'ya karşı savaşta, önümüzdeki yıl daha da büyük bir silah başarısı gölgesinde kaldı.
Ama eğer ikinizde damlacıkların yayılımını engellemek için maske takarsanız
Tom mayoyu daha büyük bir bedenle değiştirmeye çalıştı fakat tezgahtar ona izin verilmediğini söyledi.