Examples of using "Gestattet" in a sentence and their turkish translations:
Burada parketmeye izin veriyorlar.
Burada sigara içmeye izin verilmez.
Onu yapmak için size izin verilmiyor mu?
Çadırın içine yiyecek getirmeyin.
Fotoğraf çekmemelisiniz.
Restoranda sigara içmeye izin verilmez.
Babam geceleri dışarıya yalnız çıkmama izin vermez.
O çalışanlarının ofiste yemek yemelerine izin veriyor.
Klinik, bir seferde hasta başına iki ziyaretçiye izin verdi.
Onu yapmana izin verilmiyor.
Gazete muhabirlerine içeri girmesine izin verilmedi.
Buna izin verilmemeli.
- Burada balık tutmak yasak.
- Burada balık tutmaya izin verilmez.
Hoca sınavda hesap makinesi kullanmaya izin veriyor.
Alkol almama izin verilmez.
Bu şirket, işçilerinin evden çalışmalarına imkan veriyor.
Bu köprüden balık tutmaya izin veriliyor mu?
Soru sadece bir yoruma izin veriyor.
Neden o binaya girmemize izin verilmediğimizi bulamadık.
Şansölye Merkel tüm Suriyeli göçmenlerin Almanya'ya gelip sığınma başvurusunda bulunmasına izin verileceğini söyledi.
Sen çocuklarının geceleri sokakta oynamalarına izin veriyorsun.
- Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
- Size Mayuko'yu tanıtmama izin verin.
- Mayuko'yu sizinle tanıştırmama izin verin.