Examples of using "Flusses" in a sentence and their turkish translations:
Nehrin iki tarafında ağaçlar var.
Bu nehirdeki su çok temizdir.
Bu nehrin kaynağı nerede?
Bu nehrin suyu temiz.
Şu nehrin adı nedir?
Onlar nehrin karşısında yaşamaktadırlar.
Nehrin derinliğini ölçtük.
O, nehrin dibinde bulundu.
O kabilenin üyeleri nehir boyunca yerleşti.
Kabile üyeleri nehir boyunca yerleşti.
John nehir boyunca bir yürüyüş yaptı.
Tom'un evi nehrin diğer tarafında.
O, nehrin karşı tarafında yaşıyor.
Tom nehrin karşısında yaşıyor.
Bir nehrin yakınında büyüdüm.
O, nehrin karşısında yaşıyor.
Nehir boyunca evler çok eski.
Nehrin seviyesi yavaş yavaş yükseldi.
Eviniz nehrin diğer tarafındadır.
Kale nehrin karşısındadır.
Tom nehrin diğer tarafında.
Nehir boyunca kiraz çiçeklerini görmeye gittik.
Bu nehrin kaynağı nerede?
Sibirya bölgesinin tunguska nehri yakınlarında bundan 112 yıl önce
O onlara nehrin kuzey tarafında kalmalarını söyledi.
- Nehir, kaynağını Rocky Dağlarından alır.
- Nehrin kaynağı Rocky Dağlarındadır.
Onun evi nehrin güney tarafındadır.
Cadde nehir boyunca çalışır.
Tom nehir boyunca yürürken bir melodiyi ıslıkla çaldı.
Onun evi bir nehre yakındır.
Nehir yüzmek için çok hızlı akıyor.
Tarih kitapları Moğolların Bağdat'ı işgalinden sonra birçok kitabın Dicle Nehri'ne atıldığını ve bu yüzden nehrin renginin kitapların mürekkebiyle maviye döndüğünü yazıyor.