Examples of using "Rein" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un içeri girmesine izin ver.
- İçeriye git.
- İçeri gir.
Gir.
İçeriye gel.
Senin kalbin saf.
Zilch.
Pekâlâ, başlıyoruz!
Fakat oraya girip
Oraya geri dön.
İçeri girme.
Buraya gir!
İçeri geliyor musun?
Merhaba, içeri buyurun.
- İçeriye geri git.
- İçeri geri dön.
Tom'u içeri götür.
Tom içeri girdi.
Onlar içeriye geldiler.
Bir lokma alın.
Tom'u buraya getir.
Tom içeriye geliyor.
Oraya bak.
Tom yakınlaştırdı.
İçeri gel, Tom.
İçeri geri dön.
Peki, içeri girelim.
Atla.
Oraya girme.
Buraya giriyoruz.
İlk ben gidiyorum.
- Oraya bir göz atın.
- Oraya bir göz at.
Su saftır.
Merhaba, Tom, içeriye gel.
İçeriye gel.
Köpeği dışarda tutun.
Bu yüzden yaratıcı olmalısınız.
- Dur yolcu.
- Siksen geçemezsin.
- Geçemezsin.
- Buradan sana geçit yok.
- Buradan asla geçemezsin.
- Şeker almıyor musunuz?
- Şeker almıyor musun?
Lütfen çamaşır getirin.
Onunla tamamen şans eseri tanıştım.
Bir şey duyamıyorum.
Oo sen. Gir içeri.
Oraya girmeyeceksin.
Köpeğin içeri girmesine izin vermeyin.
Oraya gitme, Tom.
Ben kesinlikle hiçbir şey bilmiyorum
Oraya gitmiyoruz.
İçeri gel ve yiyecek bir şey al.
Niçin içeriye girmiyoruz?
Tom Mary'nin içeri girmesine izin vermeyecek.
Giremezsin buraya!
Buyurun lütfen.
saf ve iyi niyetliydi hep
Ve hiçbir şey bulamadım. Hem de hiç.
Karşılaşmamız tamamen tesadüfi.
O, para için oldukça ilgisiz.
Ya içeri gel ya da dışarı git.
Bununla ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
Su temiz ve saf.
İçeri girip ödevimi yapmak zorundayım.
Sence o buraya uyacak mı?
Satış temsilcileri sık sık beni kazıklıyorlar.
Buraya hiç sığmam.
Lütfen içme suyunun saf olduğundan emin ol.
Tümüyle, söyleyecek hiçbir şeyim yok.
İçeri girip ne bulduğumuza bakalım.
Tamam, onu şu kaseye alalım.
Siyasete ilgim tamamen akademik.
Lütfen içeriye biraz temiz hava girmesine izin ver.
Kesinlikle müzik yeteneğim yok.
Ben kahve içmek için içeriye gelirim.
Tom içeriye geldi.
- Kravat takmadıkça buraya giremezsin!
- Kravat takmadıkça buraya giremezsiniz!
İçeri gel.
Girin ve kendinizi evinizde gibi hissedin.
Hiç yiyecek kalmadı.
Çarşaflar temiz.
Su temizdir.
- Şirurjik aletler, kesinlikle çok temiz saklanmalıdır.
- Cerrahi aletler, kesinlikle çok temiz saklanmalıdır.
- Ya çık, ya gir.
- Ya dışarıya çık ya da içeriye gir.
Perdeleri aç ve güneş ışığı içeri girsin.
Çok heyecanlanma!
Sonra da bunu döküp dışarı çıkmasını bekleyeceğiz.
- Biraz şeker ekler misiniz?
- Biraz şeker ekler misin?
- Şeker eklemiyor musun?
Onu içeri getirin.
Temiz tuttuğun sürece kitabı istediğin kadar kullanabilirsin.
Bu bir süre daha yanmaya devam edecektir. Pekâlâ, içeri girelim.
Ama bu riski de hızlıca girip çıkarak azaltabilirsiniz.
İçeri girsen iyi olur.
"Bu ne dükkanı?" "İçeri girip bir göz atmalı mıyız?" "Tamam."
Ya çık, ya gir.
İlk olarak ben gideceğim.
Bu nehirdeki su çok temizdir.
Tom'un elbiseleri eski ama temizdi.
Lütfen girmeme izin ver.
Kediyi duyabiliyor musun? O içeri girmek istiyor.
Orada girmek için yetkili değilsiniz.
Tom'un gözleri henüz karanlığa alışmamıştı, bu yüzden o bir şey göremedi.
Kapıyı aç ve köpeği içeri al.
Bu eserde görünen tüm karakterler tamamen hayal ürünüdürler. Yaşayan ya da ölü gerçek kişilere olan herhangi bir benzerlik sadece rastlantıdır.