Translation of "Finnland" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Finnland" in a sentence and their turkish translations:

- Ich lebe nicht in Finnland.
- Ich wohne nicht in Finnland.

Finlandiya'da yaşamıyorum.

Finnland ist keine Utopie.

Finlandiya ütopya değildir.

- Das Schiff ist unterwegs nach Finnland.
- Das Schiff fährt nach Finnland.

Gemi Finlandiya'ya gidecek.

Sie ist Ministerpräsidentin von Finnland.

O, Finlandiya'nın başbakanıdır.

Ich lebe nicht in Finnland.

Finlandiya'da yaşamıyorum.

Finnland ist auf der Landkarte.

Finlandiya haritada.

Ist es in Finnland gefährlich?

Finlandiya tehlikeli midir?

Finnland ist ein nordisches Land.

Finlandiya bir İskandinav ülkesidir.

Was ist die Hauptstadt von Finnland?

Finlandiya'nın başkenti hangisidir?

Wie viele Seen gibt es in Finnland?

Finlandiya'da kaç tane göl vardır?

Tom zog nach Finnland und wurde dort Rentierzüchter.

Tom, Finlandiya'ya taşındı ve bir ren geyiği üreticisi oldu.

Ich kann Marika nicht anrufen. Sie wohnt in Finnland!

Marika'ya telefon edemem. O Finlandiya'da yaşıyor!

Ich mag Finnland, aber die Finnen kann ich nicht ausstehen.

Finlandiya'yı elbette seviyorum ama Finlere tahammül edemiyorum.

Finnland hat Russland bei den Olympischen Winterspielen aus dem Hockeywettkampf befördert.

Finlandiya Rusya'yı Kış Olimpiyatları hokey turnuvasından eledi.

- Helsinki ist die Hauptstadt von Finnland.
- Helsinki ist die Hauptstadt Finnlands.

Helsinki Finlandiya'nın başkentidir.

Ich kann kein Finnisch lernen, weil ich nicht in Finnland leben möchte.

Fince öğrenemem çünkü Finlandiya'da yaşamak istemiyorum.

Ich würde jetzt nicht so weit gehen und Finnland ein Paradies nennen.

Finlandiya'ya cennet diyecek kadar ileri gitmezdim.

In Ländern wie Norwegen und Finnland gibt es im Winter jede Menge Schnee.

Norveç ve Finlandiya gibi ülkelerde kışın çok kar olur.

Viel weiß ich nicht über Finnland, nur, dass es dort sehr kalt ist.

Çok soğuk olması dışında Finlandiya hakkında fazla şey bilmiyorum.

Mich würde es sehr reizen, in Finnland zu leben, aber ich sollte wohl zuerst mein Schwedisch verbessern.

Gerçekten Finlandiya'ya gitmek ve orada yaşamak isterim ama ilk olarak İsveççemi geliştirmem gerekecek.