Translation of "Füller" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Füller" in a sentence and their turkish translations:

Schreibe mit einem Füller.

Kalemle yaz.

Mein Füller ist neu.

Kalemim yenidir.

Das ist ein Füller.

Bu bir dolma kalemdir.

Wo ist der Füller?

Dolmakalem nerede?

- Ich werde ihm einen Füller kaufen.
- Ich werde ihr einen Füller kaufen.
- Ich werde einen Füller von ihr kaufen.
- Ich werde einen Füller von ihm kaufen.

Onun için bir dolma kalem satın alacağım.

Ich habe meinen Füller verloren.

Dolma kalemimi kaybettim.

Gib mir bitte diesen Füller.

Lütfen bu kalemi bana ver.

Hast du einen Füller dabei?

Yanınızda bir dolmakaleminiz var mı?

Das ist nicht mein Füller.

O benim kalemim değildir.

Ich habe 10 Füller dabei.

Benim on dolma kalemim var.

Schreibe deinen Namen bitte mit Füller.

Lütfen adını dolma kalemle yaz.

Schreib deine Antwort mit einem Füller.

Cevabını bir dolma kalemle yaz.

Ich habe meinen neuen Füller verloren.

Yeni dolma kalemimi kaybettim.

Ich schreibe gern mit einem Füller.

Dolmakalemle yazmayı severim.

Ich habe einen schönen goldenen Füller.

Güzel bir altın dolmakalemim var.

Was hast du mit meinem Füller gemacht?

Dolma kalemimi ne yaptın?

In meinem Füller ist keine Tinte mehr.

Kalemimin mürekkebi bitti.

Darf ich mir mal deinen Füller ausleihen?

Kalemini ödünç alabilir miyim?

Ich bückte mich, um einen Füller aufzuheben.

Kalemi almak için eğildim.

Er schrieb den Brief mit einem Füller.

O, mektubu bir dolma kalemle yazdı.

Upps, mein Füller hat keine Tinte mehr.

Of, dolma kalemimde hiç mürekkep kalmamış.

Ich habe mir einen neuen Füller gekauft.

Yeni bir dolma kalem satın aldım.

- Schreibe mit einem Füller, nicht mit einem Bleistift.
- Schreiben Sie mit einem Füller, nicht mit einem Bleistift.

Bir dolma kalemle yaz, bir kurşun kalemle değil.

- Diesen Füller habe ich in Paris gekauft.
- Was ich in Paris gekauft habe, das war dieser Füller.

Paris'te satın aldığım bu dolma kalemdi.

Mein Vater hat mir einen neuen Füller geschenkt.

Babam bana yeni bir dolma kalem verdi.

- Tom suchte seinen Füller.
- Tom suchte seinen Stift.

Tom kalemini aradı.

Ich habe vor, ihm einen Füller zu kaufen.

Onu bir kalem satın almayı düşünüyorum.

- Das ist ein Füller.
- Das ist ein Kuli.

Bu bir dolma kalemdir.

- Bitte schreib mit einem Füllfederhalter.
- Schreib bitte mit Füller.

- Lütfen bir dolmakalem ile yaz.
- Lütfen bir kalemle yazın.

Wenn du einen Füller brauchst, leihe ich dir einen.

Bir kaleme ihtiyacınız varsa, size bir tane ödünç veririm.

Darf ich Ihren Füller für ein paar Minuten ausleihen?

Birkaç dakikalığına kaleminizi ödünç alabilir miyim?

Ich habe meinen Füller verloren. Ich muss morgen einen kaufen.

Dolma kalemimi kaybettim. Yarın bir tane satın almak zorundayım.

Ich benötige einen Umschlag, Papier sowie einen Bleistift oder Füller.

Bir zarfa ve bir parça kağıda ihtiyacım var. Ayrıca bir kurşun kalem ya da dolma kaleme ihtiyacım var.

- Darf ich mir deinen Kuli borgen?
- Darf ich mir mal deinen Füller ausleihen?

- Ben senin kalemini ödünç alabilir?
- Dolma kalemini ödünç alabilir miyim?

- Hast du einen Stift? - Ja, ich habe einen.
- „Hast du einen Füller?“ – „Ja.“

"Dolma kalemin var mı?" "Evet, bir tane var."

- Wie teuer ist dieser Füller?
- Wie viel kostet dieser Stift?
- Was kostet dieser Kugelschreiber?

- Bu kalem ne kadar?
- Bu kalemin maliyeti nedir?

- Hast du meinen Stift gesehen?
- Hast du meinen Füller gesehen?
- Hast du meinen Kuli gesehen?

Dolma kalemimi gördün mü?