Examples of using "Erläutern" in a sentence and their turkish translations:
Ben olayı açıklayacağım.
Önceki açıklamanızı açıklayabilir misiniz?
Tom fikrini Mary'ye açıklamaya çalıştı.
Onu daha ayrıntılı olarak açıklayabilir misiniz?
Ben bu kitabın beşinci bölümünde nedenini açıklayacağım.
Onu herkesin anlayabileceği bir şekilde açıklar mısınız?
Bunu bana açıklayabilir misin?
Bunu ayrıntılı olarak açıklayacak zamanım yok.