Translation of "Einzelgänger" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Einzelgänger" in a sentence and their turkish translations:

Orang-Utans sind Einzelgänger, halbwegs Einzelgänger,

Orangutanlar yarı münferit hayvanlar,

Tom ist kein Einzelgänger.

Tom yalnızlığı seven biri değil.

Geparden gelten als Einzelgänger, die tagsüber jagen.

Çitalar, gündüz gözüyle avlanan... ...yalnız avcılar olarak bilinir.

Tom ist ein Einzelgänger, der enge Beziehungen meidet.

Tom yakın ilişkilerden çekinen yalnız yaşayan biridir.

Sogar ein männlicher Einzelgänger folgt den Rufen der Herde.

Yalnız bir erkek bile sürünün çağrısını takip eder.

- Er ist ein Einzelgänger.
- Er ist ein einsamer Wolf.

O yalnız bir kurt.

- Ich war schon immer ein Einzelgänger.
- Ich war schon immer eine Einzelgängerin.

Her zaman yalnız yaşayan biriydim.

Man spricht vom "menschenfressenden Leoparden von Rudraprayag", einem Einzelgänger aus dem 19. Jh.,

Tarih, 126 Himalayalı köylüyü yediği kaydedilen 19'uncu yüzyılda yaşamış bir kaçaktan,