Translation of "Herde" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Herde" in a sentence and their turkish translations:

Eine Guanako-Herde.

Bir guanako sürüsü.

Die Herde kommt nicht weiter...

Bu sürü hiçbir yere gidemez...

Doch die Herde wittert die Gefahr.

Fakat sürü, tehlike kokusu alıyor.

Im Aufruhr zerstreut sich die Herde.

Karmaşada dağılıyorlar.

Wie viele Schafe sind in dieser Herde?

Bu sürüde kaç tane koyun var?

Wie viele Böcke sind in der Herde?

Sürüde kaç koç var?

In jeder Herde gibt es ein schwarzes Schaf.

Her toplulukta bir yüz karası vardır.

Ein räudiges Schaf steckt die ganze Herde an.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Üzüm üzüme baka baka kararır.
- Bir kötünün bin iyiye zararı olur.
- Sepetteki bir çürük elma bütün sepeti çürütür

Sogar ein männlicher Einzelgänger folgt den Rufen der Herde.

Yalnız bir erkek bile sürünün çağrısını takip eder.

Sie bezieht vorsichtig auf der anderen Seite der Herde Stellung.

Kendini dikkatlice antilop sürüsünün uzak ucuna konumlandırıyor.

Das Volk folgte dem Diktator genauso wie eine Herde Schafe.

İnsanlar diktatörü koyun sürüsü gibi takip ettiler.

Kann die Leitkuh durch die ganze Stadt mit der Herde kommunizieren.

...dişi lider, tüm kasabaya yayılmış sürüyle iletişim kurabilir.

Angeführt von der ältesten Kuh treibt die Herde den Nachwuchs weiter.

En büyük dişinin önderliğindeki sürü ufaklıkları yürümeye zorluyor.

Aber sie muss weiter. Die Herde muss die Stadt verlassen, bevor der morgendliche Verkehr einsetzt.

Ama çok oyalanmasa iyi eder. Sürüsü, sabah trafiği başlamadan kasabadan ayrılmalı.