Examples of using "Betraf" in a sentence and their turkish translations:
Trajik hata birçok kişiyi etkiledi.
Kriz ülkemizi doğrudan etkiledi.
Ona kalırsa, işler iyi gidiyordu.
bu patlama 2 bin kilometre kare alanı doğrudan etkiledi
Vakaların sadece biri virüsü dışarıda kapan birini içeriyordu.
Tom Mary ile tanışmadan önce kızlara karşı oldukça çaylaktı.