Examples of using "Büro" in a sentence and their turkish translations:
- Ofisimden çık.
- Ofisimden defol.
Tom'un ofisi nerede?
Tom ofisinde.
Beni ofiste arayın.
Ben ofise geri dönmek zorundayım.
Tom ofise koştu.
Bu kimin ofisi?
Ofis boş.
- Bu benim ofisim.
- Burası benim bürom.
Bir ofisim yok.
Yarın ofiste görüşürüz.
O, büroda.
Tom ofisinde uyudu.
Bu Tom'un ofisi.
Tom'un bir ofisi yok.
Tom Mary'nin ofisine gitti.
Ofisim nerede?
O ofiste.
Ofisimden defol!
Lütfen derhal ofisimden çıkın.
Büroya ne zaman geri dönüyorsun?
Benim ofisimde ne yapıyorsun?
Ona ofiste olduğumu söyle.
Ofisinde Fransızca konuşan biri var mı?
Sen burada ofiste gereklisin.
Babam bürosunda.
Onun ofisi orada sağda.
Tom Mary'ye ofisi gezdirdi.
Bay Jones ofiste mi?
Tom ofise kadar Mary'yi izledi.
Ofisime gidelim.
Benim ofisimde konuşalım.
Tom ofisinden çıktı.
Tom bürosunda bekliyor.
Aceleyle bürodan çıktı.
Tom ofisinde.
Tom ofisin dışında koştu.
- Tom, Mary'nin ofisinde.
- Tom, Mary'nin bürosunda.
Şu anda ofiste kimse yok.
Tom ofiste değildi.
Tom ofiste değil.
Tom ofise dönmek istedi.
Daha büyük bir ofise ihtiyacım var.
Seni ofisimde görmek istiyorum.
- Seni ofisimde görmem gerekiyor.
- Seni ofisimde görmeliyim.
- Yarın yazıhanene gelebilir miyim?
- Yarın bürona gelebilir miyim?
Tom 2.30'da ofisten ayrıldı.
- Gerçekten ofisime dönmem icap ediyor.
- Gerçekten ofisime dönmem gerekiyor.
O ofisinde ne yapıyor?
- O şu anda ofisinde değil.
- Şu anda ofisinde değil.
- O şu an bürosunda değil.
O, cumartesi günü ofise gitmez.
Annem bir büroda çalışır.
Şu an, ofiste kimse yok.
Ofise geri dönelim.
Hiç ofisini açık bıraktın mı?
Sabah asla ofiste değildir.
Amcam bu ofiste çalışıyor.
Bürom beşinci kattadır.
Birlikte ofisime gidelim!
Tom ofisine geri gitti.
Baban ofisinden ne zaman ayrılır?
O zaten ofisten ayrıldı.
Adam ofisinde çalışıyor.
Tom şimdi ofisimde.
Tom ve Mary ofiste bekliyor.
Ofisten döndü.
Ofisim dairemdedir.
Büromda ne yapıyorsun?
Tom Mary'yi John'un ofisine kadar takip etti.
Tom ofisinde telefonda.
Tom, Mary'yi ofisine kadar izledi.
Tom, Mary'nin ofisini temizlemesini söyledi.
Bugün iş yerinde değilim.
Bugün ofiste değilim.
Ofiste her şey yolunda mı?
Ofisim şehir merkezinde.
Ofisine gelebilir miyim?
Babam bir büro çalışanıdır.
Tom ofisinde değil.
Tom penceresiz bir ofiste çalışıyor.
Hâlâ büroda değil misin?
Tom şimdi Mary'nin ofisinde.
- Ofisimde buluşalım.
- Büromda buluşalım.
Ben cuma ofiste çalışıyorum.
Bu ofisteki mobilya gerçekten modern.
- Müdür seni odasında görmek istiyor.
- Müdür seni odasına çağırıyor.
Onun ofisindeki mobilya çok modern.
Yarın ofise gelmene gerek yok.
Ofisimde sana bir şey göstermek istiyorum.
- Neden ofise gitmedin?
- Niçin ofise gitmedin?
Sabahları her zaman ofiste değildir.
Belediye Başkanının bürosu Belediye Binasındadır.
Tom bu sabah büroma geldi.