Examples of using "Aufbrechen" in a sentence and their turkish translations:
Yola çıkmalıyız.
Erken ayrılalım.
Şimdi gideceğim.
Hemen buradan ayrılman gerekir.
Bir an önce gitmemiz gerek.
Bu buz yakında kırılacak.
Eve gitmeliyiz.
Biz kapıyı kırmak zorunda kaldık.
Yarın sabah gitmek zorundayım.
O yarın Tokyo'ya hareket edecek.
O, yarın Tokyo'ya hareket edecek.
Takuya hemen başlamamı söyledi.
Derhal başlamalıyız.
Kötü hava yola çıkmamızı engelledi.
Biz hemen terk etmeliyiz.
Biz erken ayrılmak zorundayız.
Yağmur yağsa bile, yarın başlayacağım.
Hava iyi olursa, yarın gideceğim.
Yağmur yağsa bile, yarın sabah erkenden başlıyorum.
Tom Mary'nin Boston'a ne zaman hareket edeceğini bilmiyor.
Buz çatlamak için çok sert.
Yarın erken ayrılmalıyım.
Gitmeliyiz.
Buradan ne zaman ayrılıyorsun?
Ne zaman buradan ayrılacaksın?
Biz hemen başlamalıyız.
O, onun pencereyi kırdığını gördü.
Kötü hava başlamamızı engelledi.
Çıkmadan mutlaka karnını doyurmalısın.
Bir saat içerisinde gideceğiz.