Translation of "Allerdings" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Allerdings" in a sentence and their turkish translations:

Allerdings

Ama yine de

Schmeckt allerdings okay.

Gerçi tadında sorun yok!

Der Typ allerdings nicht.

Ama bu adam için öyle diyemeyiz.

Es könnte allerdings sicherer sein.

Ama daha güvenli olabilir.

Es ist allerdings eine Katastrophe.

Ama bu bir felaket.

Allerdings habe ich kein Geld.

- Kesinlikle hiç param yok.
- Kesinlikle meteliksizim.

Allerdings sind einige seiner Kanten... ...rasiermesserscharf.

Sorun, şu çıkıntıların... ...çok keskin olması.

Allerdings sprechen die Fakten eine andere Sprache.

Kusura bakmasınlar ama işin aslı öyle değil.

Allerdings muss ich etwas finden, um es festzubinden.

Ama onu neye bağlayacağımı bulmam gerek.

Allerdings sind diese Vorgänge größtenteils unsichtbar für uns.

Ancak bunların çoğu bizlerin görebildiği olaylar değil.

„Glauben Sie wirklich, dieses Ding funktioniert?“ – „Ja, allerdings“

''Gerçekten bu şeyin çalıştığını düşünüyor musunuz?'' ''Evet, kesinlikle.''

Allerdings, ich habe ein Problem mit euch Amerikanern!

Evet, siz Amerikalılarla bir sorunum var!

Allerdings ist das nur etwas für gutaussehende Männer.

Kuşkusuz bu sadece yakışıklı erkekler için.

Ich kann allerdings nicht garantieren, dass wir Wasser finden.

Sorun şu ki bu tarafta da su bulunduğunun garantisi yok.

Ich kann allerdings nicht garantieren, dass wir Wasser finden

Sorun şu ki bu tarafta da su bulunduğunun garantisi yok.

Ich würde es kaufen, allerdings ist es zu teuer.

Çok pahalı olsa da onu alırım.

„Bist du mir böse?“ – „Ja, das bin ich allerdings!“

"Bana kızgın mısın?" "Elbette kızgınım!"

Ich weiß allerdings nicht, wie lange das hier schon herumhängt.

Sadece bunun ne kadar zamandır burada olduğunu bilmiyorum.

Ich weiß allerdings nicht, ob ich davon krank werden könnte.

Ama beni hasta edip etmeyeceğini bilmiyorum.

Ich weiß allerdings nicht, ob er mich krank machen könnte.

Ama bilmediğim şey, bunlardan birinin beni hasta edip etmeyeceği.

Ich weiß allerdings nicht, wie lange es schon hier hängt

Sorun şu ki ne kadar zamandır burada olduğunu

Man muss allerdings vorsichtig sein, wenn man die Steine umdreht.

Ama bu taşları çevirirken çok dikkatli olmak gerekiyor.

Allerdings kann weibliche Sexualität nicht mit einer Pille repariert werden.

Sorun şu ki kadın cinselliği bir hapla düzeltilemez.

Einen zu finden, könnte in dieser Gegend allerdings schwierig werden.

Ama burası gibi aşırı çöl arazilerinde bunu bulmak zor olabilir. Hâlâ biraz gevşek

Das Fell großer Katzen allerdings kann man fast gar nicht riechen.

Ama büyük kedilerin kürklerinde nadiren koku bulunur.

Stürmt es während der Nacht allerdings, könnte es komplett verweht werden.

Ama gece kuvvetli bir rüzgâr çıkarsa üzeri tamamen örtülebilir.

Es bleibt allerdings die Tatsache, dass es keine "richtige" Projektion gibt.

Fakat hakikaten, hiç kimsenin doğru projeksiyonu olmadığı gerçeği değişmedi.

Schöne Gesichter sind überall. Schöne Gedanken sind allerdings schwer zu finden.

Güzel yüzler her yerde. Güzel akılları bulması zor.

Allerdings kann ich das Ende nicht sehen und das ist immer gefährlich.

Sorun şu ki sonunu göremiyorum ve bu her zaman tehlikelidir.

Es könnte allerdings gefährlich sein, auf einen so hohen Baum zu klettern.

Ama bu denli yüksek bir ağaca tırmanmayı denemek çok tehlikeli olabilir.

Ich habe allerdings nur 15 Meter Seil. Sieh es dir selbst an.

Sorun şu ki sadece 15 metre ipim var ve gelip buraya bir bakın.

Allerdings benutzen die meisten Kartentools im Web, wie Google Maps, immernoch Mercator.

Ancak, Google haritaları gibi birçok web eşleme aracı hala merkatör kullanıyor.

Du bist in einigem richtiggelegen. Allerdings, ein paar Fehler hast du gemacht.

Birkaç şey hakkında haklıydın. Fakat birkaç hata yaptın.

Aus Erfahrung weiß ich allerdings, es ist nicht einfach, ein Schaf zu fangen.

Deneyimlerime dayanarak koyun yakalamanın kolay olmadığını biliyorum.

Da unten glitzert definitiv irgendetwas. Allerdings wird der Helikopter hier nicht landen können.

Aşağıda parlayan bir şey görüyorum. Sorun şu ki helikopter buraya inemez.

Der ursprüngliche Zweck der Mercator-Projektion war allerdings die Navigation - sie erhält Richtungen,

Ancak Merkatör projeksiyonunun asıl amacı navigasyon görevi görmektir; Okyanusda

Sie können die Behandlung jederzeit ablehnen; allerdings muss ich Sie in diesem Fall über die möglichen Auswirkungen aufklären.

Tedaviyi reddetme hakkınız her zaman var, ama tercihinizin bu olması durumunda yaşanabilecek olası sonuçlarla ilgili açıklama yapmak durumundayım.

Durch das Abseilen würden wir direkt am Ziel landen. Allerdings gibt hier kaum geeignete Stellen, um das Seil festzubinden.

Halatla inmek iyi olur, hemen oraya ineriz. Kötü yanı, halatı bağlayacak pek bir şeyin olmaması.

So lange wir allerdings flache Karten benutzen, müssen wir mit den Nachteilen von Projektionen klar kommen. Erinnern Sie sich einfach daran:

Ancak, düz haritalar kullandığımız sürece projeksiyonların saçmalıklaını ele alacağız, şunu unutmayın: