Examples of using "Sprechen" in a sentence and their turkish translations:
Marslılar İngilizce konuşurlar mı?
Marslılar İngilizce konuşurlar mı?
Onlar konuşuyorlar.
Ben sizinle konuşabilir miyim?
Çocukların Fransızca konuşur mu?
Ne hakkında konuşmak istiyorsun?
Dışarıda konuşalım.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
O seninle konuşmak istiyor.
Mandarin konuşabilir misin?
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
Almanca konuşmak istiyorum.
Hepimiz Fransızca konuşabiliriz.
Onlar hiç konuşmaz.
Avukatların seni görmek istiyor.
- Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Daha yavaş konuşabilir misiniz?
- Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?
- Biraz daha yavaş konuşur musun?
- Lütfen biraz daha yavaş konuşur musun?
Onlar birbirleriyle konuşuyor.
İngilizce konuşalım.
Onlar ne hakkında konuşuyor?
Biz Japonca konuşuruz.
- Konuşmama izin ver.
- Bırak konuşayım.
Tom konuşmak istiyor.
Kimse konuşmayacak.
Tom konuşacak.
İspanyolca konuşur musunuz?
Almanca konuşur musunuz?
Onlar hızlı bir şekilde konuşuyorlar.
Fransızca konuşuyorlar mı?
- Fransızca konuşalım.
- Haydi, Fransızca konuşalım.
- Herkes onu konuşuyor.
- Herkes onun hakkında konuşuyor.
İbranice konuşur musunuz?
Ne hakkında konuşuyorsunuz?
Fransızca konuşur musunuz?
Fransızca konuşuyorlar.
Fransızca konuşuyoruz.
Makedonca konuşuyor musunuz?
- Tom'un konuşmasına izin ver.
- Tom konuşsun.
Tom konuşabiliyor.
Konuşabiliriz.
Onlar konuşmuyorlar.
Rusça biliyor musunuz?
Konuşmak istiyor.
Biz Türkçe konuşuruz.
İngilizce konuşur musun?
Japonca konuşur musunuz?
Çince konuşur musunuz?
Esperanto konuşur musunuz?
Latince konuşur musunuz?
Letonca konuşur musunuz?
- Ben konuşabiliyorum.
- Ben konuşabilirim.
Katalanca konuşur musunuz?
Konuşun, lütfen.
Bulgarca konuşur musunuz?
Japonca konuşmayın!
İtalyanca konuşur musunuz?
Ne hakkında konuşuyorsunuz?
Talışça biliyor musunuz?
Bitkiler konuşabilir mi?
- Hollandaca konuşur musun?
- Hollandaca konuşur musunuz?
Lütfen biraz yavaş konuşabilir misiniz?
Hiç kimse bu konu hakkında konuşmak istemedi.
- Kimle konuşmak istiyorsun?
- Konuşmak istediğin kimdir?
Konuştuğunu duydum.
Bayan Brown ile konuşabilir miyim?
Tom seninle konuşmak istiyor.
- Konuşmak zorunda değilsin.
- Konuşmak zorunda değilsiniz.
Seninle konuşmamız gerekiyor.
Almanca konuşabilirsiniz.