Translation of "übte" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "übte" in a sentence and their turkish translations:

Tom übte das Längsparken.

Tom paralel otoparkını pratik yaptı.

Tom übte jeden Tag fleißig.

Tom her gün çok pratik yaptı.

Tom übte vor dem Spiegel.

Tom aynanın önünde uyguladı.

Der Reporter übte Kritik am Politiker.

Gazeteci politikacıyı eleştirdi.

- Er wurde zum Verräter.
- Er übte Verrat.

O, bir hain oldu.

Tom übte seine Rede vor dem Spiegel ein.

Tom, konuşmasını aynanın karşısında pratik yaptı.

Tom übte eifrig, um in die Mannschaft aufgenommen zu werden.

Tom takıma katılmak için çok pratik yaptı.

Es war ein Film darüber, wie er nach seinem Kopf übte

kafasına göre uygulama yaptığını anlatan bir filmdi

- Als ich nach Hause kam, war Tom gerade beim Klavierüben.
- Als ich nach Hause kam, übte Tom gerade Klavier.
- Als ich nach Hause kam, war Tom gerade dabei, Klavier zu üben.

Ben eve geldiğimde, Tom piyano çalışıyordu.