Examples of using "Äste" in a sentence and their turkish translations:
Sadece yapraklar ve dallar var.
Dalları kırma.
Aslında yaptığım tek şey bu dalları birbirine sarmak.
Aslında yaptığım tek şey bu dalları birbirine sarmak.
Pekâlâ, biraz daha dal toplayalım.
Ağaçları sarmalaması
Ne düşünüyorsunuz? Çamur mu, dal mı? Karar sizin.
Ağacın pek çok sürgünleri ve dalları vardır.
Tom elma ağacından bazı dallar kesti.
Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.
Asya'nın hayatta kalan birkaç büyük maymunundan biri, birden Scourfield ve rehberine dal fırlatmaya başladı.
Ya da çantama biraz yaprak ve dal doldurup keskin insan formu görüntüsünü kırarım.