Examples of using "Ärger" in a sentence and their turkish translations:
Öfkeni anlıyorum.
Ben sorun olacağını umuyordum.
Öfken tamamen haklı.
Bu büyük sorun olabilir.
Bela istemiyorum.
Bir sıkıntı istemiyoruz.
Onun öfkesi anlaşılabilirdir.
İşte bela geliyor.
Bizim çok fazla sorunumuz yoktu.
Kızlar sorundan başka bir şey değildir.
Onun öfkesi tamamen haklıdır.
Biz öfkeni anlıyoruz.
Tom beladan başka bir şey değil.
Genç yavrular başlarına bela almış.
Onun sürekli hakaretleri onun öfkesini uyandırdı.
Seni bu sıkıntıdan kurtaracağım.
Tom her zaman öfkesini açıkça gösterir.
- Bela çıkacağını seziyorum.
- Bir sorun olacağını umuyorum.
Bob öfkesini kontrol edemedi.
O çocuk birçok soruna neden oldu.
Öfkesini gizlemeye çalıştı.
Tom öfkesini saklamaya çalıştı.
Beladan uzak dur, tamam mı?
Sadece öfkemi boşaltıyordum.
Geri kalan kişinin ise başı beladan hiç kurtulmadı
Onu eleştiren herkes bela arıyor.
O, bize oldukça çok sorun yarattı.
O ne soruna neden olabilir?
O ne soruna sebep olabilir?
- Yüzündeki kızgınlık yanlış anlaşılamazdı.
- Yüzündeki kızgınlık belirgindi.
Seni bazı sorunlardan kurtarayım.
Bir trafik kazası, bize bir sürü soruna neden oldu.
O bana birçok soruna neden oluyor.
Tom bana bir sürü sorun yarattı.
O bela arıyor.
Tom kaşınıyor.
için ona yöneldi - Mareşal Berthier'in sıkıntısı bu.
Herkesin zaman zaman ailevi sorunları olur.
Bu kadar belaya nasıl bulaştık?
Bu beladan tek başıma kurtulamam.
O, insanlara her zaman bir sürü sorun çıkarıyor.
Tüm soruna sebep olan sensin.
Tom oldukça çok soruna sebep oldu.
Dün gece polisle sorun yaşadım.
Çocukların yalan söylemesinin ana nedeni azar işitmekten kaçınmaktır.
Tom'un bir baş belası olduğunu her zaman biliyordum.
Tom yeni arabasıyla ilgili küçük bir sorun yaşıyor.
Tom her zaman sorundan kaçınmaya çalışır.
Aramızda kalsın, onun patronuyla başı belada.
Kız arkadaşın gerçeği öğrenirse belaya girecek.
Tom birçok zorluk içinde.
Sana dert açmak istemiyorum.
Konuşma tarzın bir gün senin başını belaya sokacak.
- Patronu gerçeği öğrendiğinde, yalan onun başını derde soktu.
- Patronu gerçeği öğrendiğinde yalan onun başını belaya soktu.
- Senin başına sorun açmak istemem.
- Sana sorun olmak istemem.
O, beni bir sürü sorundan kurtaracaktır.
Bana ondan daha önce bahsetseydin beni bir sürü sorundan kurtarabilirdin.
Sadece ilk seferde doğru şeyi yaparak kendini bir sürü sorundan kurtarabilirsin.
Kızgın bir müşterinin duygularını onaylama durumun yatıştırılmasında etkili bir yoldur.
Bu arabayı satarak kendini birçok sorundan kurtarabilirsin.
Tom John'un beladan başka bir şey olmadığı konusunda Mary'yi uyardı, o onun uyarısını görmezden geldi.
Keşke Tom'un söylediğini dinleseydim, başım bu tür bir belada olmazdı.