Translation of "Viendra" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Viendra" in a sentence and their turkish translations:

Il viendra.

O gelecek.

Ce jour viendra.

O gün gelecektir.

J'espère qu'il viendra.

Onun geleceğini umuyorum.

Viendra-t-elle ?

O gelecek mi?

Il viendra finalement.

O, sonunda gelecek.

Il viendra bientôt.

O yakında gelecek.

Elle viendra aussi ?

O da gelecek mi?

Personne ne viendra.

- Kimse gelmeyecek.
- Hiç kimse gelmeyecek.

- Il viendra peut-être.
- Peut-être viendra-t-il.

O belki gelecek.

- Je suis certain qu'il viendra.
- Je suis sûr qu'il viendra.

Onun geleceğinden eminim.

- Elle viendra peut-être demain.
- Peut-être qu'elle viendra demain.

Belki yarın gelir.

- Sais-tu quand elle viendra ?
- Savez-vous quand elle viendra ?

Onun ne zaman geleceğini biliyor musun?

Il viendra probablement bientôt.

Muhtemelen yakında gelecek.

Quiconque viendra, sera bienvenu.

Her gelen sıcak karşılanacak.

Je pense qu'il viendra.

Sanırım o gelecek.

Il viendra, c'est sûr.

O kesin gelecek.

J'ignore quand il viendra.

Onun ne zaman geleceğini bilmiyorum.

Le réparateur viendra demain.

Yarın tamirci gelecek.

Quand viendra-t-il ?

O ne zaman gelecek?

Une tempête viendra bientôt.

Yakında bir fırtına kopacak.

Bientôt viendra le printemps.

İlkbahar yakında gelecek.

Viendra-t-il demain ?

O, yarın gelecek mi?

Il viendra plus tard.

O daha sonra gelecek.

Nous pensons qu'il viendra.

Sanırım o gelecek.

Alice viendra peut-être.

Alice muhtemelen gelebilir.

Elle dit qu'elle viendra.

O, geleceğini söylüyor.

Apparemment Tom viendra demain.

Görünüşe göre, Tom yarın burada olacak.

- Selon elle, il ne viendra pas.
- D'après elle, il ne viendra pas.

Ona göre, o gelmiyor.

- Qui, penses-tu, viendra le premier ?
- Qui, pensez-vous, viendra le premier ?

Kimin birinci geleceğini düşünüyorsun?

Je partirai quand John viendra.

Ben John geldiğinde çıkacağım.

Il ne viendra pas aujourd'hui.

O bugün gelmeyecek.

Je me demande s'il viendra.

Onun gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.

La Police viendra-t-elle ?

Polis gelecek mi?

Crois-tu que Tom viendra ?

- Tom'un geleceğini düşünüyor musun?
- Sence Tom gelecek mi?

Viendra-t-il ce soir ?

O bu akşam gelecek mi?

- Tom va venir.
- Tom viendra.

Tom gelecek.

Tom ne viendra pas aujourd'hui.

Tom bugün gelmeyecek.

Il viendra à la fête.

O, partiye geliyor olacak.

Il ne viendra probablement pas.

O, muhtemelen gelmeyecek.

Il ne viendra décidément pas.

O kesinlikle gelmez.

Il viendra peut-être aujourd'hui.

O, bugün gelebilir.

Elle ne viendra pas aujourd'hui.

O bugün gelmeyecek.

Jim ne viendra pas aujourd'hui.

Jim bugün gelmeyecek.

Il viendra si tu l'appelles.

Onu ararsan, gelir.

Il viendra certainement à l'heure.

O tam saatinde gelecek.

Elle dit qu'elle viendra demain.

Yarın geleceğini söylüyor.

Peut-être viendra-t-elle.

O gelebilir.

Il viendra vous voir demain.

Yarın size gelecek.

Tom viendra cet après-midi.

Tom bu öğleden sonra gelecek.

- Le moment viendra où ton rêve s'incarnera.
- Le moment viendra où votre rêve s'incarnera.

Hayalinin gerçekleşeceği zaman gelecek.

- Me feras-tu savoir quand il viendra ?
- Me ferez-vous savoir quand il viendra ?

Onun ne zaman geleceğini bana bildirir misin?

- Je suis sûr que Tom viendra demain.
- Je suis sûre que Tom viendra demain.

Tom'un yarın geleceğinden eminim.

Alors, et alors seulement, l'espoir viendra.

Umut ancak o zaman ortaya çıkar.

Cette main tendue viendra pour vous.

Uzatılan el sizin için de gelecek.

Selon Marie, il ne viendra pas.

Mary'ye göre o gelmiyor.

S'il a le temps, il viendra.

Eğer zamanı olursa, o gelir.

Même s'il est occupé, il viendra.

O, meşgul olsa bile gelecek.

Je ne pense pas qu'il viendra.

Onun geleceğini sanmam.

Soit il viendra, soit il m'appellera.

O, ya gelecek ya da beni arayacaktır.

Il ne viendra pas du tout.

O, kesinlikle gelmez.

Qui, penses-tu, viendra le premier ?

Kimin birinci geleceğini düşünüyorsun?

J'ai dans l'idée qu'elle viendra aujourd'hui.

Onun bugün geleceğine dair bir fikrim var.

Je suis sûr qu'il viendra demain.

Onun yarın geleceğinden eminim.

S'il pleut, il ne viendra pas.

- Eğer yağmur yağarsa, o gelmez.
- Eğer yağmur yağarsa o gelmeyecek.

J'ai le sentiment qu'elle viendra aujourd'hui.

Onun bugün geleceğine dair bir hissim var.

Elle viendra aussi à la fête.

O da partiye geliyor olacak.

Il viendra aussi à la fête.

O da partiye geliyor olacak.

- Il viendra demain.
- Il vient demain.

O, yarın gelecek.

Je pense qu'il ne viendra pas.

Onun gelmeyeceğini düşünüyorum.

Il dit qu'il ne viendra pas.

O gelmeyeceğini söylüyor.

Lequel d'entre vous viendra avec moi ?

Hanginiz benimle gelecek?

Je ne sais pas s'il viendra.

Onun gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.

Peut-être viendra-t-il demain.

Belki o yarın gelecek.

Elle viendra chez moi à Noël.

Noel'de bana gelecek.

Je ne pense pas qu'elle viendra.

Onun geleceğini sanmıyorum.

- Qui viendra avec moi ?
- Qui m'accompagnera ?

Kim benimle gelecek?

Il est certain qu'il viendra ici.

Onun buraya geleceği kesin.

Viendra le temps où tu le regretteras.

Onun için üzüldüğün zaman gelecektir.

Elle ne viendra sûrement pas à temps.

Onun zamanında gelip gelmeyeceği şüphelidir.

Il ne viendra pas, n'est-ce pas ?

O gelmeyecek, değil mi?

Je pense qu'il viendra à notre fête.

Sanırım o, partimize gelecek.

Je me demande s'il viendra ce soir.

Bu gece onun gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.

Je suis persuadé qu'il viendra à temps.

Onun zamanında geleceğinden eminim.