Examples of using "Truc" in a sentence and their turkish translations:
işlerimi yapıyordum
Aç şu şeyi!
Çılgıncaydı.
Mesele şu:
Bir şey buldum.
Bu şey şaşırtıcı.
O benim işim değil.
Kocaman bir şey görmek istiyor musun?
Sonuçta, bence işin sırrı şu:
Bu bir kız meselesi.
Bu eşya kaç yaşında?
Her şeyi izledim.
Bu yeşil şey nedir?
- O madde zehirdir.
- O madde zehirlidir.
Yazmak için bir şeye ihtiyacım var.
Tuhaf bir şey oluyor.
Bu şey gerçekten işe yarıyor mu?
O şeyi kutuya geri koy.
- Şaşırtıcı bir şey buldum.
- Müthiş bir şey buldum!
- Tuhaf bir şeyin üzerine adım attım.
- Garip bir şeye bastım.
Bu gerçekten bana göre değil.
Bu şeyi içemem.
- Ben bir kedi seven kişi değilim.
- Kedici değilim.
- Kedici değilimdir.
Bu şey her zaman olur.
Asyalı kişilerle ilgilenmiyorum.
O şey nedir?
Bir parça daha keke ne dersin?
Zımbırtımı takside unuttum.
O şey hakkında endişelenmiyorum.
Sen anlamazsın. Bu bir kız işi.
Bana bir şey söyler misin?
Büyük bir aile olmaktaki durum şu ki,
Sen kendi işini yap, ben benimkini yaparım.
Şu kırmızı şey ne?
O şeyden nefret ediyorum.
Ah, evet! Yarın yapılacak bir şeyim olacak.
O şeyi yediğine inanamıyorum.
ancak snowboard öğrenmek daha zor.
Fakat işin hileli bir yanı da bu halde bile meditasyon yapabiliyor olmam.
Bana koruma sağlayacak bir şeye ihtiyacım olacak.
Altındaki uzun halatın ucunda bir şey var.
Aşağıda parlayan bir şey olduğu kesin.
Evet, aşağıda kesinlikle metal bir şey var.
Dönme dolaba binmek benim en sevdiğim şeydir.
Bu şeyin nasıl kullanıldığıyla ilgili hiçbir fikrim yok.
Siz çocuklara bir şey söyleyebilir miyim?
üzerinde yuvarlandığın serin şeyde,
Güreş hem bana hem de babama aitti.
- Yiyecek bir şey istiyorum.
- Yiyecek bir şeyler istiyorum.
- Sadece kafamı bir şeye çarptım.
- Kafamı demin bir şeye çarptım.
O şeyi nasıl yiyebildiğini anlamıyorum.
Şu şeyin büyüklüğüne bak!
Hareket şekli böyle. Aldatmaya yönelik inanılmaz bir yaratıcılığı var.
Böyle bir numarayla beni kandıramazsın.
Böyle bir şey söylemen büyük kabalık.
Tom'un bir şeye ihtiyacı var.
Onlar öğrendi.
bana "Böyle bir şeyin var olduğunu biliyor muydun?" dercesine bakıyordu.
İnsanların gerçekten o şeyi yediğine inanamıyorum.
O şey işe yarıyor mu?
Tek tekerlekli bisiklete binmek çok iyi olmadığım bir şey.
İyi olmadığım bir başka şey hokkabazlıktır.
Sen her şeyi başından sonuna kadar okumak zorunda değilsin.
Yarışı dürüstlükle sürdürdüğünüzü biliyorum, ama sorun şu:
Medeni konuşmayla ilgili o dönemde ve şu anda olan şudur ki
Güzel bir şey yemek istiyorum.
Şu ana kadar yaptığım en zor şey hokkabazlık yapmayı öğrenmek.
Harika olduğunu düşünüyorlar, herkes "Süper şarkı, tam da bu
Bir şeyler yemek istiyorum.
Bir bit yeniği var.
Burada tuhaf bir şey oluyor.
Hey, Tom, sana bir şey sorabilir miyim?
Bu şeyin güvenli olduğundan emin misin?
O en ufak bir şeye darılıyor, ona söylediğimiz yaklaşık her şeye itiraz ediyor.
Tuhaf bir şey oluyor.
- Bir parça daha keke ne dersin?
- Bir parça daha kek ister misiniz?
Benim haricimde bu tür şeyle gerçekten ilgilenen tanıdığım tek kişi sensin.
Av nerede?
O bir dilim pasta istedi, ama hiçbiri kalmamıştı.
O kadar büyük bir şeyi sır olarak tutamazsın.
İlk olarak bir C kursu aldığım zaman sınıfta açıklanan tek bir şeyi anlayamadım. Allah'a şükür ki bütün topluluğun nasıl çalıştığını bana açıklamak için bir programcı olan bir arkadaşım var.