Translation of "Travaillait" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Travaillait" in a sentence and their turkish translations:

Tom travaillait.

Tom çalışıyordu.

Elle travaillait.

Çalışıyordu.

Elle travaillait hier soir.

O, dün gece çalışıyordu.

Y travaillait était très riche

orada çalıştı çok zengin oldu

Son père travaillait comme porcher.

Onun babası domuz çobanı olarak çalıştı.

Elle ne travaillait que pour l'argent.

Sadece para için çalışırdı.

Hier soir, il travaillait au bureau.

Dün akşam ofiste çalışıyordu.

Elle travaillait du matin au soir.

O, sabahtan akşama kadar çalıştı.

Il travaillait du matin au soir.

Sabahtan akşama kadar çalışıyordu.

C'est le magasin où il travaillait.

O, daha önce çalıştığım mağazadır.

Tom travaillait pour une société pétrolière.

Tom bir petrol şirketi için çalıştı.

- Elle a travaillé dur.
- Elle travaillait dur.

O çok çalıştı.

- Il a travaillé pour un homme riche.
- Il travaillait pour un richard.
- Il travaillait pour un homme riche.

- O, zengin bir adam için çalıştı.
- Zengin bir adam için çalıştı.

Et il travaillait très fort pour M. Bois.

Ve o, Bay Wood için çok sıkı çalıştı.

Il travaillait sans cesse, du matin jusqu'au soir.

Sabahtan akşama kadar durmadan çalışıyordu.

Son père travaillait pour le chemin de fer.

Onun babası demiryolunda çalıştı.

Ma mère travaillait dans une maison de retraite.

Annem huzurevinde çalışıyordu.

Ils disent que son oncle travaillait pour eux.

Onlar onun amcasının onlar için çalıştığını söylüyorlar.

Et lui ai demandé dans quel département il travaillait.

ve ona hangi bölümlerde çalıştığını sordum.

Georges travaillait de la même manière que son père.

George babası ile aynı şekilde iş yaptı.

Qui travaillait dans le sous-sol d'un centre de détention.

artık pek de sormuyorum.

Nous sommes venus ici lorsque notre père travaillait à l'étranger.

Babamız yurtdışında çalışırken biz buraya geldik.

Pendant qu'il travaillait à la banque, il enseignait l'économie à l'université.

Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti.

Cela faisait trois ans qu'il travaillait dans l'usine lorsque l'accident s'est produit.

Kaza meydana geldiğinde, o üç yıldır fabrikada çalışıyordu.

Il ne travaille plus ici maintenant, mais avant il travaillait bien ici.

O şu anda burada çalışmıyor fakat burada çalışırdı.

- Elle travaillait pour un homme riche.
- Elle a travaillé pour un homme riche.

O, zengin bir adam için çalıştı.

- Il travaillait dur pour atteindre son but.
- Il travaillait dur pour parvenir à son but.
- Il travailla dur pour atteindre son but.
- Il travailla dur pour parvenir à son but.

Amacına ulaşmak için sıkı çalıştı.

Mère Thérésa était une sœur catholique qui vivait et travaillait à Calcutta en Inde.

Rahibe Teresa Hindistan, Kalküta'da yaşamış ve çalışmış Katolik bir rahibeydi.

Asma travaillait pour attirer davantage l'attention des médias sur elle, et elle a eu l'occasion

Asma, medyanın dikkatini daha fazla çekmek için çalışırken, uygun olan

Au lieu de s'accorder quelque repos, il travaillait avec encore plus de zèle qu'à l'ordinaire.

Dinlenme yerine, o her zamankinden çok daha sıkı çalıştı.

- Il travaillait de neuf heures à cinq heures.
- Il travailla de neuf heures à cinq heures.

O dokuzdan beşe çalıştı.

Ils nous ont enseigné que Fernand de Magellan était Portugais mais qu'il travaillait au service de l'Espagne.

Bize Ferdinand Magellan'ın Portekizli olduğu ama İspanya'nın hizmetinde çalıştığı öğretildi.

Elle ramenait souvent des restes du restaurant où elle travaillait pour donner à manger à son chien.

O, köpeğini beslemek için çalıştığı restorandan sık sık masa kırıntılarını getirirdi.

La villageoise Lakchmamma travaillait dans un champ dans l'état de Karnataka, quand sa chèvre se mit à courir.

Köylü Lakchmamma değerli keçisi aniden koşmaya başladığında Karnataka'daki bir tarlada çalışıyordu.

Thomas obtenait une fois et demie son salaire lorsqu'il travaillait au-delà de son heure de départ habituelle.

Tom normal çalışma saatlerinin dışında çalıştığında %50 zamlı aldı.

Avant de prendre sa retraite, elle travaillait en tant que secrétaire du Directeur d'une école de recherche de l'université.

O, emekli olmadan önce, bir üniversitede bir araştırma okulu müdürünün sekreteri olarak çalıştı.