Examples of using "Souliers" in a sentence and their turkish translations:
Ben bu ayakkabıları seçtim.
Benim ayakkabılarımı giyiyorsun.
Ayakkabılarını seviyorum.
Benim yeni ayakkabılarım rahat.
Benim ayakkabılarımı bulamıyorum.
Ayakkabılarını nerede bıraktın?
Marie'nin ayakkabaları kirli.
Ayakkabılarınızı çıkartın.
Bu ayakkabı parlatılmalı.
Bu ayakkabılar İtalya'da yapılır.
Ayakkabılar, terlikler ve sandaletler ayakkabıdır.
Ben yeni bir çift ayakkabı aldım.
Sizin ayakkabılar burada.
Camide ayakkabı giymeyin.
Benim ayakkabılarım eski, ama onunkiler yeni.
Çoraplarım var ama ayakkabılarım yok.
Bu ayakkabılar onun.
Bu ayakkabılar eski ama onları hâlâ seviyorum.
Botlarını çıkar.
Yaptığı ilk şey, bağcıklarını çözüp ayakkabılarını kaldırmaktır.
Bu ayakkabıları dene ve sana uygun olup olmadığını gör.
Bunlar benim ayakkabılarım ve şunlar seninkiler.