Translation of "Salue" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Salue" in a sentence and their turkish translations:

Salue Grand-père !

Büyükbabayı selamla!

Je ne salue personne.

Kimseyi selamlamıyorum.

- Je ne salue pas votre drapeau.
- Je ne salue pas ton drapeau.

Bayrağınızı selamlamam.

Elle le salue chaque matin.

O, her sabah onu selamlar.

Je ne salue pas leur drapeau.

Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.

Elle ne salue pas ses voisins.

Komşularına merhaba demez.

Tom, salue ta famille pour moi.

Akrabalarınıza benim için selam söyleyin, Tom.

Salue tout le monde à haute voix.

Herkesi yüksek sesle selamla.

Et quand tu vois Tom, salue-le de ma part.

- Tom'u gördüğünde, ona merhaba dediğimi söyle.
- Tom'u gördüğün zaman ona selam söyleğimi söyle.

- Mon père vous salue bien.
- Mon père te donne le bonjour.

Babam sana selamını söyledi.

- Salue tes parents de ma part.
- Saluez vos parents de ma part.

Anne babana benden selam söyle.

Elle le salue tous les matins lorsqu'il pénètre dans le bâtiment de l'école.

O, her sabah okul binasına girerken onu selamlar.

Salue-la de ma part si tu la vois à la fête, s'il te plaît.

Eğer onu partide görürsen ona selam ver.