Examples of using "Pleura" in a sentence and their turkish translations:
O sürekli ağladı.
ve gözleri doldu.
O ağladı.
Tom ağladı.
O ağladı.
O sevinçle bağırdı.
O ağladı.
O ağlamadı.
Bütün gece ağladı.
İsa ağladı.
Mary kollarımda ağladı.
Bebek tüm gece ağladı.
O için için ağladı.
O mektubu okurken ağladı.
Bebek ağladı.
Millet kralın ölümünün yasını tuttu.
Oğlunun ölümü üzerine ağladı.
O, haberi duyduğunda sevinçten gözyaşlarına boğuldu.
Çocuk oyuncak araba için ağladı.
Güller soldu ve Ania çok ağladı.
Tom bütün sabah ağladı.
Napolyon onsuz Paris'e dönmek için ordudan ayrıldı, o açıkça ağladı.
O, mektubu okurken ağladı.
O, mektubu okurken ağladı.
Bebek tüm gece ağladı.
Onun cenazesinde ağlamadı.
Oğlunun uçak kazasından sağ kurtulduğunu duyduğunda sevinç çığlığı attı.
- Tom kendisini odasında kilitledi ve ağladı.
- Tom kendisini odasına kilitledi ve ağladı.
- O mektubu okurken ağladı.
- O, mektubu okurken ağladı.
O, eve gitti ve ağladı.
O ağladı ve ağladı ama hiç kimse onu avutmak için gelmedi.