Examples of using "Pleuré" in a sentence and their turkish translations:
Ağladım.
Hepimiz ağladık.
Neredeyse ağladım.
Ben çok ağladım.
Ben de ağladım.
Hepimiz çok ağladık.
O, duygulanmaktan dolayı ağladı.
Neden ağladın?
Tom neredeyse ağladı.
Ağlamadım.
Ağlıyorsun gibi görünüyor.
ağlamamış hiç hayatında
- Ben bütün gece boyunca ağladım.
- Bütün gece ağladım.
Anne bağırdı.
Bu sefer ağladı mı?
Ağladım ve zannettim.
Bütün sabah ağladım.
İsa ağladı.
O sevinçten bağırdı.
Bir bebek gibi ağladım.
O, hikayeyi duyduğunda ağladı.
Hüngür hüngür ağladım.
Bu aralar çok ağlıyorum.
Evet, bu sefer ağladım.
- Tom, bütün gece ağladı.
- Tom bütün gece ağladı.
Tom saatlerce ara sıra ağladı.
Kimse ağlamıyordu.
Tom ağlamadığını söylüyor.
İkimiz de ağladık.
Öyle çok güldüm ki neredeyse gözümden yaş geliyordu.
Filmi izlediğimiz zaman hepimiz ağladık.
Göz pınarları kuruyana kadar ağladı.
Bu çocuk bütün gece ağladı.
Birlikte ağladık.
Bebek ağladı.
O acı acı ağladı
Köpeğim öldüğünde ağladım.
Tom'un ağladığı görülüyordu.
Haberi duyduklarında ağladılar.
Ağladığıma inanamıyorum.
Ben sadece orada oturdum ve ağladım.
Eve gittim ve ağladım.
Sen bir kadın yüzünden hiç ağladın mı?
Tom Mary'nin cenazesinde ağlamadı.
Tom bana ondan bahsettiğinde ağladım.
O, arkadaşının ölümüne yas tuttu.
Yatak odama gittim ve ağladım.
Bütün gece ağlıyor muydun? Gözlerin tamamen şişmiş.
Onun omzunda ağladım.
O, eve gitti ve ağladı.
Film öyle acıklı idi ki herkes ağladı.
Tom bütün sabah ağladı.
Altı yaşında bir çocukmuş gibi ağladı.
Son olarak ne zaman gerçekten bir güzel ağladın?
Küçük kız o kadar çok ağladı ki, yüzü gözyaşları ile örtüldü.
Ya sadece o ya sadece ben ya da birlikte, her gün ağladık.
O ağlamadı.
O, mektubu okurken ağladı.
Bebek tüm gece ağladı.
Onun cenazesinde ağlamadı.
- Jiro, daha önce birinin önünde hiç ağlamadı, yüksek sesle ağlamaya başladı.
- Daha önce başkasının önünde hiç ağlamayan Jiro haykırmaya başladı.
Çocuğun başında büyük bir yumru var. O kadar çok ağlamasına şaşmamalı.
- Tom kendisini odasında kilitledi ve ağladı.
- Tom kendisini odasına kilitledi ve ağladı.
- O mektubu okurken ağladı.
- O, mektubu okurken ağladı.
Ağlamamış genç bir adam acımasızdır ve gülmeyecek yaşlı bir adam bir aptaldır.
O ağladı ve ağladı ama hiç kimse onu avutmak için gelmedi.