Examples of using "Plaisanterie" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir şaka olmak zorunda.
O sadece bir şakadır.
Tom bir şaka yaptı.
Bu bir şaka mı?
O şakalardan anlamaz.
Ben bu espriyi anlamadım.
Bana bunun bir şaka olduğunu söyle.
ilk esprimi bile yapmadan önce
O gülecek bir şey değildi.
- Hiç komik değil.
- Gülecek bir şey yok.
O benim espriyi ciddiye aldı.
Onun şakası hepimizi güldürdü.
Şaka olarak bile söyleme bunu.
Bu bir şaka mı?
Hadi dürüst olalım. O şaka benim hakkımdaydı.
Tom Mary'nin şakasını anlamadı.
Onun tehdidinin sadece bir şaka olduğunu düşündük.
Onun dediğini boşverin, sadece bir şakaydı.
Bu bir şaka.
Açıkçası bir şakaydı.
Bana bunun bir şaka olduğunu söyle!
O, fıkra anlatınca gülmeye başladık.
Bir Fransız, mesela, bir Rus şakasına gülmekte zorlanır.
Bunu bir şaka olarak söyledim.
Sadece şaka yapıyorum.
O onu şaka olarak söyledi.
Onu şakacıktan söyledim.