Translation of "Partira" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Partira" in a sentence and their turkish translations:

Il pense qu'elle partira.

O onun gideceğini düşünüyor.

Le train partira bientôt.

- Tren yakında kalkacak.
- Tren kısa süre içinde hareket edecek.

Tout partira au lavage.

- Yıkayınca çıkar hepsi.
- Bir hal çaresi bulunur.
- Her şey açığa çıkacaktır.

- Je suis sûr qu'il partira tôt.
- Je suis sûre qu'il partira tôt.

Onun erken gideceğime eminim.

- Je suis sûr qu'elle partira tôt.
- Je suis sûre qu'elle partira tôt.

Onun erken gideceğine eminim.

Il partira demain après midi.

Yarın öğleden sonra hareket edecek.

Dans une heure, il partira.

O, bir saat içinde gidecek.

Tom ne partira pas tôt.

Tom erken ayrılmayacak.

- Le train partira-t-il à l'heure ?
- Le train partira-t-il à temps ?

Tren zamanında hareket edecek mi?

À quelle heure partira-t-on ?

Saat kaçta gidiyoruz?

Il est certain qu'elle partira demain.

Onun yarın ayrılacağı kesindir.

Quand partira la prochaine navette de l'aéroport ?

Havalanı otobüsü ne zaman kalkar?

Je suis sûr que Tom partira tôt.

Tom'un erken ayrılacağından eminim.

- Il partira aussi.
- Il ira aussi.
- Il ira également.

O da gidecek.

Tom ne sait pas quand Marie partira de Boston.

Tom Mary'nin Boston'dan ne zaman ayrılacağını bilmiyor.

- À quelle heure part le bus ?
- Quand partira le prochain bus ?

Otobüs ne zaman kalkıyor?

Le policier m'a dit que le dernier bus partira à dix heures.

Polis bana son otobüsün onda kalktığını söyledi.

- Tom ne partira pas tant qu'il n'a pas parlé à Mary.
- Tom ne veut pas partir tant qu'il n'a pas parlé à Mary.

Tom Mary ile konuşuncaya kadar gitmeyecek.