Translation of "Midi" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Midi" in a sentence and their turkish translations:

- Ils étudient l'après-midi.
- Elles étudient l'après-midi.

Onlar öğleden sonra eğitim görürler.

J'attendrai jusqu'à midi.

Ben öğlene kadar bekleyeceğim.

Attendez jusqu'à midi.

Lütfen öğleye kadar bekleyin.

Il est midi.

Öğle vakti.

- Je vous appellerai à midi.
- Je t'appellerai à midi.

Ben öğleyin sizi ararım.

- Je commence cet après-midi.
- Je commence cette après-midi.

Bu öğleden sonra başlıyorum.

- Je pars cet après-midi.
- Je pars cette après-midi.

Bu öğleden sonra gidiyorum.

- J'aimerais te voir cet après-midi.
- J'aimerais te voir cette après-midi.
- J'aimerais vous voir cet après-midi.
- J'aimerais vous voir cette après-midi.

Bu öğleden sonra seni görmek istiyorum.

- Je te reverrai cette après-midi.
- Je te reverrai cet après-midi.
- Je vous reverrai cette après-midi.
- Je vous reverrai cet après-midi.

Bu öğleden sonra seni tekrar göreceğim.

Il est presque midi.

Saat yaklaşık 12:00.

J'ai mangé à midi.

Öğle yemeğini yedim.

Tu as jusqu'à midi.

Öğleye kadar geldin.

Il vient à midi.

O, öğleyin gelir.

Je reste jusqu'à midi.

Öğlene kadar kalıyorum.

Elle arrivera vers midi.

O öğle civarında gelecek.

Je commence à midi.

Öğleyin başlıyorum.

Je déjeune à midi.

Ben öğle yemeğini öğleyin yerim.

Il dort depuis midi.

O öğlenden beri uyuyor.

Nous partons vers midi.

Öğlene doğru çıkıyoruz.

- Il viendra cet après-midi.
- Il va venir cet après-midi.

- O, bu öğleden sonra gelecek.
- Bu öğleden sonra gelecek.

- Es-tu libre cet après-midi ?
- Êtes-vous libre cet après-midi ?
- Êtes-vous libres cet après-midi ?

Öğleden sonra boş musun?

- Pleuvra-t-il cet après-midi ?
- Pleuvra-t-il cette après-midi ?
- Va-t-il pleuvoir cet après-midi ?
- Va-t-il pleuvoir cette après-midi ?

Bu öğleden sonra yağmur yağacak mı?

- Elle devrait être là à midi.
- Elle devrait y être à midi.

O, öğleyin orada olmalı.

- Nous n'avons pas toute l'après-midi.
- Nous n'avons pas tout l'après-midi.

Bütün günü bununla harcayamayız.

- J'ai été là toute l'après-midi.
- J'ai été là tout l'après-midi.

Bütün öğleden sonra buradaydım.

- Où étais-tu hier après-midi ?
- Où étiez-vous hier après-midi ?

Dün öğleden sonra neredeydin?

- Qu'as-tu prévu pour l'après-midi ?
- Qu'avez-vous prévu pour l'après-midi ?

Öğleden sonra için ne planladın?

- Que fais-tu cet après-midi ?
- Que faites-vous cet après-midi ?

Bu öğleden sonra ne yapıyorsun?

Tom doit arriver à midi.

Tom'un öğleyin gelmesi bekleniyor.

Il partira demain après midi.

Yarın öğleden sonra hareket edecek.

Que fais-tu l'après-midi ?

Öğleden sonraları ne yapıyorsun?

Betty pourra venir avant midi.

Betty öğleden önce gelebilecek.

Je l'ai rencontré vers midi.

Yaklaşık öğleyin onunla karşılaştım.

Il pourrait pleuvoir vers midi.

Öğle civarında yağmur yağabilir.

Nous partons demain après-midi.

Yarın öğleden sonra ayrılırız.

- Bonjour !
- Bonjour.
- Bon après-midi.

- İyi günler.
- Tünaydın.

Allons-y demain après-midi.

Yarın öğleden sonra gidelim.

Nous partons cet après-midi.

Bu öğleden sonra ayrılıyoruz.

J'ai dormi tout l'après-midi.

Tüm öğleden sonra durmadan uyudum.

Nous déjeunons à midi d'habitude.

Biz genellikle, öğlenleyin öğle yemeği yeriz.

Le train arrive à midi.

Tren öğleyin gelir.

Rencontrons-nous cet après-midi.

Bu öğleden sonra buluşalım.

Pas avant demain après-midi.

Yarın öğleden sonra öncesinde değil.

Nous y arrivâmes avant midi.

Biz öğleden önce oraya vardık.

J'aime aller nager l'après-midi.

Öğleden sonra yüzmeyi severim.

Je pars dans l'après-midi.

Öğleden sonra ayrılıyorum.

Il se réveille à midi.

O öğleyin uyanır.

Nous commencerons cet après-midi.

Bu öğleden sonra başlayacağız.

Tom s'est réveillé vers midi.

Tom neredeyse öğleyin uyandı.

J'arrive entre midi et deux.

Ben öğlen ve saat iki arasında geliyorum.

Nous avons déjeuné à midi.

Biz öğleyin öğle yemeği yedik.

Je sors cet après-midi.

Bu öğleden sonra dışarı çıkıyorum.

Le déjeuner est à midi.

Öğle yemeği öğleyin.

Le spectacle commence à midi.

Gösteri öğleyin başlar.

Tom viendra cet après-midi.

Tom bu öğleden sonra gelecek.

Je préfère étudier l'après-midi.

Öğleden sonra çalışmayı tercih ediyorum.

- Elle passa toute l'après-midi à cuisiner.
- Elle passa tout l'après-midi à cuisiner.
- Elle a passé toute l'après-midi à cuisiner.
- Elle a passé tout l'après-midi à cuisiner.

O, bütün öğleden sonrayı yemek pişirerek geçirdi.

- Où avez-vous été toute l'après-midi ?
- Où as-tu été toute l'après-midi ?

Bütün öğleden sonra neredeydin?

- Serez-vous encore ici cet après-midi ?
- Seras-tu encore là cette après-midi ?

Bu öğleden sonra hâlâ burada olacak mısın?

- Penses-tu qu'il pleuvra cet après-midi ?
- Pensez-vous qu'il pleuvra cette après-midi ?

Bu öğleden sonra yağmur yağacağını düşünüyor musun?

- Nous avons discuté du problème toute l'après-midi.
- Nous avons discuté du problème tout l'après-midi.
- Nous discutâmes du problème toute l'après-midi.

Bütün öğleden sonra problemi tartıştık.

- Qu'est-ce que tu veux faire l'après-midi ?
- Qu'est-ce que vous voulez faire l'après-midi ?
- Tu veux faire quoi cet après-midi ?

Öğleden sonra ne yapmak istiyorsun?

Fin d'après-midi au Pantanal brésilien.

Pantanal'ın Brezilya'da kalan bölgesinde akşamüstü.

Peux-tu le finir pour midi ?

Öğleye kadar onu bitirebilir misin?

Cet après-midi il pourrait neiger.

Öğleden sonra kar yağabilir.

Nous avons rendez-vous à midi.

Biz öğleyin buluşacağız.

J'aimerais le voir demain après-midi.

- Onu yarın öğleden sonra görmek isterim.
- Yarın öğleden sonra onu görmek istiyorum.

Elle est décédée hier après-midi.

O dün öğleden sonra vefat etti.

Dites-lui de venir à midi.

Ona öğleyin gelmesini söyle.

Je serai libre cet après-midi.

Bu akşam boş olacağım.

Venez chez moi cet après-midi.

Bu öğleden sonra benim evime gel.

Il était occupé, hier après-midi.

O, dün öğleden sonra meşguldü.

Elle est toujours libre l'après-midi.

Öğleden sonra o her zaman boştur.

J'aurai fini le travail pour midi.

Öğleye kadar işi bitirmiş olacağım.

J'ai eu une après-midi chargée.

Yoğun bir öğleden sonra geçirdim.

Il est midi. Les hommes déjeunent.

Gün ortası. İnsanlar öğle yemeği yiyorlar.

Il va pleuvoir cet après-midi.

Bu öğleden sonra yağmur yağacak.

Jouons au tennis cet après-midi.

Bu öğleden sonra tenis oynayalım.

Je ne bois plus avant midi.

Öğleden önce içki içmem.

Nous y serons demain après-midi.

Yarın öğleden sonra orada olacağız.

Je suis libre cet après-midi.

Bu öğleden sonra boşum.

Je serai libre demain après-midi.

Yarın öğleden sonra boş olacağım.

Je prends mon après-midi, demain.

Yarın öğleden sonra izne ayrılıyorum.

Tu prévois quoi demain après-midi ?

Yarın öğleden sonra neyle meşgulsün?

Il est arrivé ici avant midi.

O buraya öğleden önce geldi.

La réunion se poursuivit jusqu'à midi.

Toplantı öğleye kadar devam etti.

Je vais sortir cet après-midi.

Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.

Nous devrions y être d'ici midi.

Öğleye kadar orada olmalıyız.

Elle m'a appelé dans l'après-midi.

O, öğleden sonra beni aradı.

Il doit m'appeler cet après-midi.

O, bu öğleden sonra bana telefon edecek.

Nous avons étudié tout l'après-midi.

Biz tüm öğleden sonra öğrenim görüyorduk.

J'aimerais aller nager cet après-midi.

Bu öğleden sonra yüzmeye gitmek istiyoruz.

Ce fut un bel après-midi.

Güzel bir akşamdı.

J'ai une réunion cet après-midi.

Bu öğleden sonra bir görüşmem var.