Examples of using "Oreille" in a sentence and their turkish translations:
Kulaklarım çınlıyor.
Hiçbir şey olmamış gibi yapıyor.
Kulağım kaşınıyor.
Kulağını duvara dayadı.
Tom kulağını duvara dayadı.
- Onun kulağına bir şey fısıldadı.
- Onun kulağına bir şeyler fısıldadı.
İyi bir müzik kulağı var.
- Onun kulağına tatlı ama anlamsız şeyler fısıldadı.
- Kulağına güzel ama anlamsız sözler fısıldadı.
Alıcıyı kulağıma taktım.
"Evet!", o, kulağıma büyüleyici sesiyle fısıldadı.
Tom'un iyi bir müzik kulağı var.
Onun bana geri ödemesini istediğimde, duymazdan gelir.
Parsın ağzı... Belki iki buçuk santimden daha yakındı, sağ kulağımın hemen yanındaydı
Ona cebir ev ödevini açıklamaya çalıştım ama o bir kulağından girdi diğerinden geri çıktı.
O onun kulağına bir şey fısıldadığında, o sanki hipnotize olmuş gibi, tam onun söylediği gibi hareket etti.
Onun kulağına "Seni seviyorum" diye fısıldadı.