Translation of "Oreille" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Oreille" in a sentence and their turkish translations:

Mon oreille bourdonne.

Kulaklarım çınlıyor.

- Elle fait la sourde oreille.
- Vous faites la sourde oreille.

Hiçbir şey olmamış gibi yapıyor.

Mon oreille me gratte.

Kulağım kaşınıyor.

Il pressa son oreille contre le mur.

Kulağını duvara dayadı.

Tom appuya son oreille contre le mur.

Tom kulağını duvara dayadı.

Elle murmura quelque chose à son oreille.

- Onun kulağına bir şey fısıldadı.
- Onun kulağına bir şeyler fısıldadı.

Il a une bonne oreille pour la musique.

İyi bir müzik kulağı var.

Il murmura de doux mots à son oreille.

- Onun kulağına tatlı ama anlamsız şeyler fısıldadı.
- Kulağına güzel ama anlamsız sözler fısıldadı.

J'ai mis le combiné du téléphone près de mon oreille.

Alıcıyı kulağıma taktım.

"Oui !", murmura-t-il dans mon oreille de sa voix ravissante.

"Evet!", o, kulağıma büyüleyici sesiyle fısıldadı.

- Tom a une bonne oreille pour la musique.
- Tom a l'oreille musicale.

Tom'un iyi bir müzik kulağı var.

Quand je lui demande de me rembourser, il fait la sourde oreille.

Onun bana geri ödemesini istediğimde, duymazdan gelir.

La bouche du léopard était peut-être à deux centimètres de moi, juste à côté de mon oreille.

Parsın ağzı... Belki iki buçuk santimden daha yakındı, sağ kulağımın hemen yanındaydı

Je tentai de lui expliquer le devoir d'algèbre, mais ça rentra juste par une oreille et ça ressortit pas l'autre.

Ona cebir ev ödevini açıklamaya çalıştım ama o bir kulağından girdi diğerinden geri çıktı.

Lorsqu'il chuchota quelque chose à son oreille, elle se déplaça conformément à ses indications, comme si elle avait été hypnotisée.

O onun kulağına bir şey fısıldadığında, o sanki hipnotize olmuş gibi, tam onun söylediği gibi hareket etti.

- "Je t'aime", murmura-t-il à l'oreille.
- "Je t'aime", lui murmura-t-il à l'oreille.
- "Je t'aime", murmura-t-il à son oreille.

Onun kulağına "Seni seviyorum" diye fısıldadı.