Translation of "Mit" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Mit" in a sentence and their turkish translations:

Marie mit ses bijoux.

Mary mücevherlerini takınmış.

Tom mit son manteau.

Tom bir ceket giydi.

Tom mit ses chaussons.

Tom terliklerini giydi.

Il mit la veste rouge.

O, kırmızı ceketi giydi.

Il se mit en rage.

O öfkelendi.

Il se mit à pleuvoir.

Yağmur yağmaya başladı.

Chacun se mit en position.

Herkes pozisyonunu aldı.

Elle mit son pull-over.

O, kazağını giydi.

L'eau se mit à bouillir.

Su kaynamaya başladı.

Tom se mit à rire.

Tom gülmeye başladı.

- Il mit ses mains dans les poches.
- Il mit les mains dans ses poches.

O ellerini ceplerine koydu.

Soudainement il se mit à pleuvoir.

Aniden yağmur yağmaya başladı.

Soudain, il se mit à pleuvoir.

Aniden yağmur yağdı.

L'homme mit un masque de tigre.

Adam bir kaplan maskesi taktı.

Le garçon se mit à pleurer.

Çocuk ağlamaya başladı.

Il mit le pied sur l'échelle.

Ayağını merdivene koydu.

Son sourire la mit à l'aise.

Onun tebessümü onu rahatlattı.

La voiture se mit en branle.

Araba başladı.

Le policier mit l'homme en joue.

Polis silahını adama doğrulttu.

Ma sœur se mit à pleurer.

Kız kardeşim ağlamaya başladı.

Tom se mit aussi à rire.

Tom da güldü.

Elle mit son chapeau pour sortir.

O, dışarı çıkmak için şapkasını giydi.

Il se mit au lit tôt.

O, yatmaya erken gitti.

Tom mit son pistolet sous l'oreiller.

Tom tabancasını yastığın altına koydu.

La police le mit en cause.

Polisler onu suçladı.

Elle mit sur papier ses idées.

Düşüncelerini kağıda döktü.

Tom se mit à sauter partout.

Tom kontrolsüz bir şekilde titremeye başladı.

Tom mit tout dans une boite.

- Tom her şeyi bir kutunun içerisine koydu.
- Tom her şeyi bir kutuya koydu.

Notre maison se mit à trembler.

Evimiz sallanmaya başladı.

Cette réponse le mit en colère.

Bu cevap onu kızdırdı.

Il mit le pull à l'envers.

O kazağını ters yüz giydi.

La guerre mit fin à leurs recherches.

Savaş, araştırmalarına son verdi.

Marie mit le panier sur la table.

Mary sepeti masaya koydu.

Tom se déshabilla et mit son pyjama.

Tom elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.

Elle mit son pardessus avant de sortir.

Dışarı çıkmadan önce paltosunu giydi.

Il se mit à pleurer tout fort.

O, yüksek bir sesle ağlamaya başladı.

Elle se mit à prendre du poids.

O kilo almaya başladı.

Il mit la clé dans la serrure.

O, anahtarı kilide soktu.

Soudain, un chien se mit à aboyer.

Aniden bir köpek havlamaya başladı.

Le vieillard se mit à rire tristement.

Yaşlı adam acı bir şekilde gülmeye başladı.

Georges mit une chaîne à ce chien.

George köpeğine bir zincir taktı.

Il mit son nez à la fenêtre.

burnunu pencereye yasladı.

L'un des chiens se mit à aboyer.

Köpeklerden biri havlamaya başladı.

Mary se mit du rouge à lèvres.

Mary biraz ruj sürdü.

Marie mit son doigt sur ma bouche.

Mary parmağını dudaklarıma koydu.

Il mit la main sur son cœur.

Elini kalbine koydu.

Il mit ses mains dans les poches.

O ellerini ceplerine koydu.

Soudain, ma mère se mit à chanter.

Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.

- C'était son silence qui la mit en colère.
- Ce fut son silence qui la mit en colère.

Onu kızdıran onun sessizliğiydi.

Le garçon mit sa main dans sa poche.

Çocuk elini cebine koydu.

Elle retira ses lunettes et mit ses lentilles.

O, gözlüğünü çıkardı ve kontak lenslerini taktı.

Ben se mit les mains dans les poches.

Ben ellerini ceplerine koydu.

Lorsqu'il me vit, il se mit à courir.

O beni görünce koşmaya başladı.

Il mit ses lunettes et commença à lire.

Gözlüğünü taktı ve okumaya başladı.

Laissé seul, le bébé se mit à pleurer.

Yalnız bırakıldığı için bebek ağlamaya başladı.

Tout à coup, il se mit à pleuvoir.

Aniden yağmur yağmaya başladı.

- Il se mit au lit.
- Il s'est couché.

Yatmaya gitti.

Tout à coup, elle se mit à rire.

Aniden gülmeye başladı.

D'un seul coup, elle se mit à rire.

Aniden, o gülmeye başladı.

Elle se détourna et se mit à pleurer.

Arkasını döndü ve ağlamaya başladı.

Tout le monde se mit à être malade.

Herkes hastalandı.

La femme mit au monde une petite fille.

Kadın bir kız bebek dünyaya getirdi.

Tom se mit à crier et à hurler.

- Tom çığlık atmaya ve bağırmaya başladı.
- Tom çığlık atıp bağırmaya başladı.

Tom se mit à rire de façon hystérique.

Tom isterik biçimde kahkaha atmaya başladı.

Elle se mit à crier vers le ciel.

Gökyüzüne bağırdı.

Mon professeur mit un mot de recommandation pour moi.

Öğretmenim benim için iyi şeyler söyledi.

Elle se mit très en colère contre ses enfants.

Çocuklara çok kızdı.

- Tom commença à pleurer.
- Tom se mit à pleurer.

Tom ağlamaya başladı.

Dès qu'elle me vit, elle se mit à pleurer.

O beni görür görmez ağlamaya başladı.

Il se mit au travail avec une ferveur fébrile.

Ateşli bir coşkuyla işe koyuldu.

Il se mit sur le côté pour qu'elle entre.

O, onun geçmesi için kenara çekildi.

Avec un sourire triste, elle se mit à parler.

O, hüzünle gülümseyerek konuşmaya başladı.

Lorsqu'elle me vit nu, elle se mit à rire.

Beni çıplak görünce gülmeye başladı.

Le sphinx se mit à marcher autour de lui.

Sfenks onun etrafında yürümeye başladı.

Sa jambe blessée se mit à saigner de nouveau.

Onun yaralı bacağı tekrar kanamaya başladı.

Elle ferma son parapluie et se mit à courir.

O, şemsiyesini kapattı ve koşmaya başladı.

Il prit son crayon et se mit à écrire.

Kurşun kalemini aldı ve yazmaya başladı.

Tout à coup, un chien se mit à aboyer.

Birdenbire bir köpek havlamaya başladı.

- Elle mit des chaussettes.
- Elle a mis des chaussettes.

Çorap giydi.

- Il mit son chapeau.
- Il a mis son chapeau.

O, şapkasını giydi.

Bill mit cent dollars de côté pour son voyage.

Bill, gezisi için bir kenara yüz dolar koydu.

Tom mit tous ses biens dans une petite valise.

Tom tüm kişisel eşyalarını küçük bir valize koydu.

Pour ne rien arranger, il se mit à neiger.

Daha da kötüsü, kar yağmaya başladı.

La vache mit bas un veau à deux têtes.

İnek, çift başlı bir buzağı doğurdu.

À peine rentré chez moi, il se mit à pleuvoir.

Biz eve varır varmaz yağmur yağmaya başladı.

Il ne dit rien, ce qui la mit en colère.

Hiçbir şey söylemedi, bu durum onu kızdırdı.

- Il s'est mis à transpirer.
- Il se mit à transpirer.

O terlemeye başladı?

- Elle se mit à transpirer.
- Elle s'est mise à transpirer.

O terlemeye başladı.

Il mit son échec sur le compte de la déveine.

Başarısızlığını kötü şansa dayandırdı.

Il mit ses outils de côté après qu'il eût fini.

İşi bitirdikten sonra aletleri yerine koydu.

Nous avions à peine commencé lorsqu'il se mit à pleuvoir.

Yağmur yağmaya başladığında, neredeyse başlamamıştık.

- L'orgue se mit à jouer.
- L'orgue s'est mis à jouer.

Org çalınmaya başladı.