Translation of "Pleuvoir" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Pleuvoir" in a sentence and their turkish translations:

Il semble pleuvoir.

Yağmur yağacak gibi gözüküyor.

Il pourrait pleuvoir.

Yağmur yağabilir.

Il va pleuvoir.

Yağmur yağacak.

- Il pourrait pleuvoir demain.
- Il risque de pleuvoir demain.

Yarın yağmur yağabilir.

- Je pense qu'il va pleuvoir.
- Je crois qu'il va pleuvoir.

Sanırım yağmur yağacak.

- Il devrait pleuvoir bientôt.
- Il semble qu'il va pleuvoir bientôt.

Çok geçmeden yağmur yağabilir.

- Crois-tu qu'il va pleuvoir ?
- Penses-tu qu'il va pleuvoir ?

- Yağmur yağacağını mı düşünüyorsun?
- Sence yağmur yağar mı?

Il va pleuvoir bientôt.

Yakında yağmur yağacak.

Il menace de pleuvoir.

Bu yağmur tehdit ediyor.

Il risque de pleuvoir.

Yağmur yağacağa benzer.

Il pourrait pleuvoir demain.

Yarın yağmur yağabilir.

Il continue à pleuvoir.

Yağmaya devam ediyor.

Il devrait pleuvoir demain.

Yarın muhtemelen yağmur yağacak.

Il va pleuvoir demain.

Yarın yağmur yağacak.

- Il va certainement pleuvoir.
- Il va sûrement pleuvoir.
- Il pleuvra assurément.

Yağmur kesinlikle yağacak.

- Il se mit soudain à pleuvoir.
- Il s'est soudain mis à pleuvoir.

Aniden yağmur yağmaya başladı.

- Il a enfin commencé à pleuvoir.
- Enfin il s'est mis à pleuvoir.

Sonunda yağmur yağmaya başladı.

- Je pense qu'il va pleuvoir bientôt.
- Je pense qu'il va bientôt pleuvoir.
- Je pense qu'il va bientôt commencer à pleuvoir.

Yakında yağmur yağacağını düşünüyorum.

On dirait qu'il va pleuvoir.

Yağmur yağacak gibi geliyor.

Il s'est arrêté de pleuvoir.

- Yağmur yağışı durdu.
- Yağmur durdu.
- Yağmur kesildi.
- Yağmur dindi.

J'ai dit qu'il pourrait pleuvoir.

- Yağmur yağabileceğini düşündüm.
- Yağmur yağabileceğini söyledim.

Évidemment, il va pleuvoir demain.

- Anlaşılan, yarın yağmur yağacak.
- Açıkçası, yarın yağmur yağacak.

Il avait commencé à pleuvoir.

Yağmur yağmaya başlamıştı.

Il pourrait pleuvoir vers midi.

Öğle civarında yağmur yağabilir.

Il se mit à pleuvoir.

Yağmur yağmaya başladı.

Il ne devait pas pleuvoir ?

Yağmur yağması beklenmiyor muydu?

Il s'est mis à pleuvoir.

Yağmur yağmaya başladı.

Tom pense qu'il va pleuvoir.

Tom yağmur yağacağını düşünüyor.

Il va probablement pleuvoir aujourd'hui.

Bugün muhtemelen yağmur yağacak.

Il va probablement pleuvoir demain.

Muhtemelen yarın yağmur yağacak.

Il va pleuvoir cette nuit.

Bu gece yağmur yağacak.

J'aimerais qu'il cesse de pleuvoir.

Keşke yağmur dursa.

Je pense qu'il va pleuvoir aujourd'hui.

Bugün yağmur yağacağını düşünüyorum.

Soudainement il se mit à pleuvoir.

Aniden yağmur yağmaya başladı.

Soudain, il se mit à pleuvoir.

Aniden yağmur yağdı.

Les nuages s'assombrissent, il va pleuvoir.

Bulutlar kararıyor; yağmur yağacak.

Il va bientôt s'arrêter de pleuvoir.

Yakında yağmur duracaktır.

Si seulement il s'arrêtait de pleuvoir !

Keşke yağmur yağmasa.

Il va peut-être pleuvoir demain.

Belki yarın yağmur yağacak.

On dirait qu'il va pleuvoir, demain.

- Yarın yağmur yağacak gibi görünüyor.
- Yarın yağmur yağacağa benziyor.

Je parie qu'il va pleuvoir demain.

Yarın yağmur yağacağına bahse girerim.

Il peut pleuvoir à tout moment.

Her an yağmur yağabilir.

On dirait vraiment qu'il va pleuvoir.

Kesinlikle yağmur yağacak gibi hissettiriyor.

Nous irons lorsqu'il s'arrêtera de pleuvoir.

Yağmur sona erdiğinde, gideceğiz.

Il commença à pleuvoir à torrent.

Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı.

Il va pleuvoir cet après-midi.

Bu öğleden sonra yağmur yağacak.

J'espère qu'il va arrêter de pleuvoir.

İnşallah yağmur durur.

Il semble qu'il va pleuvoir bientôt.

Yakında yağmur yağacak gibi görünüyor.

Il va pleuvoir toute la nuit.

Bütün gece yağmur yağacak.

On dirait qu'il va pleuvoir aujourd'hui.

Bugün yağmur yağacak gibi görünüyor.

Il pourrait pleuvoir à tout moment.

Her an yağmur yağabilir.

Tu penses qu'il va pleuvoir aujourd'hui ?

Bugün yağmur yağacağını düşünüyor musun?

Repartons avant qu'il commence à pleuvoir.

Yağmur başlamadan önce geri dönelim.

Je crois qu'il va pleuvoir demain.

- Sanırım yarın yağmur yağacak.
- Bence yarın yağmur yağacak.

Attendons ici qu'il s'arrête de pleuvoir.

Yağmur durana kadar burada bekleyelim.

Je pense qu'il va pleuvoir demain.

Sanırım yarın yağmur yağacak.

- Soudainement il se mit à pleuvoir.
- La pluie s'est soudainement mise à tomber.
- Tout à coup, il se mit à pleuvoir.
- Il s'est soudain mis à pleuvoir.
- Soudain il a commencé à pleuvoir.

Aniden yağmur yağmaya başladı.

- Pour aggraver les choses, il commença à pleuvoir.
- Pour comble de malheur, il commença à pleuvoir.

Daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı.

Allons-y dès qu'il s'arrêtera de pleuvoir.

Yağmur durur durmaz gidelim.

À part cela, il commence à pleuvoir.

Bunun üstüne, yağmur yağmaya başlar.

S'il devait pleuvoir demain, l'excursion serait annulée.

Yarın yağmur yağarsa gezi iptal edilecek.

Même s'il doit pleuvoir, je commencerai demain.

Yağmur yağsa bile, yarın başlayacağım.

Il a dû pleuvoir durant la nuit.

Gece boyunca yağmur yağmış olmalı.

Il va certainement pleuvoir avant ce soir.

Bu geceden önce iyi yağmur yağabilir.

Il semble qu'il se met à pleuvoir.

- Yağmur yağacak gibi gözüküyor.
- Yağmur yağacak gibi görünüyor.

- Il va pleuvoir demain.
- Demain, il pleuvra.

Yarın yağmur yağacak.

Il ne va pas pleuvoir ce soir.

Bu akşam yağmur yağmayacak.

Il est sur le point de pleuvoir.

Yağmur yağmak üzere.

Il a commencé à pleuvoir peu après.

Kısa süre sonra yağmur yağmaya başladı.

Il va probablement pleuvoir cet après-midi.

Bu öğleden sonra muhtemelen yağmur yağacak.

Selon la radio, il va pleuvoir demain.

Radyoya göre yarın yağmur yağacak.

- Il semble pleuvoir.
- Il semble qu'il pleuve.

Yağmur yağacak gibi gözüküyor.

Il pourrait pleuvoir aujourd'hui, dans l'après-midi.

Bugün öğleden sonra yağmur yağabilir.

Il commença à pleuvoir dans la soirée.

Akşam yağmur yağmaya başladı.

Nous irons quand il arrêtera de pleuvoir.

Yağmur durduğunda, biz gideceğiz.

- Pleuvra-t-il ?
- Est-ce qu'il va pleuvoir ?

Yağmur yağacak mı?

Il va bientôt pleuvoir. Regarde ces nuages noirs.

Yağmur yağacak. Şu karanlık bulutlara bak.

Juste comme je sortais, ça commençait à pleuvoir.

Tam dışarı çıktığımda, yağmur yağmaya başladı.

Ça s'est mis à pleuvoir vers la soirée.

Akşama doğru yağmur yağmaya başladı.

Il pourrait pleuvoir ; nous devrions prendre un parapluie.

Yağmur yağabilir. Bir şemsiye almalıyız.

Tout à coup, il se mit à pleuvoir.

Aniden yağmur yağmaya başladı.

Je ne sais pas s'il va pleuvoir demain.

Yarın yağmur yağıp yağmayacağını bilmiyorum.

Regarde ces nuages ! On dirait qu'il va pleuvoir.

Bulutlara bak! Yağmur yağacak.

Il semble qu'il puisse pleuvoir cette après-midi.

Bu öğleden sonra yağmur yağabilir gibi görünüyor.