Translation of "Minuit" in Turkish

0.331 sec.

Examples of using "Minuit" in a sentence and their turkish translations:

- Rencontre-m'y à minuit.
- Rencontrez-m'y à minuit.

Gece 12'de orada buluşalım.

C'était après minuit.

Gece yarısından sonraydı.

Il est minuit.

Vakit gece yarısı.

C'est après minuit.

Bu, gece yarısından sonra.

Il est déjà minuit.

Zaten gece yarısı.

Il est exactement minuit.

Şu anda tam olarak gece yarısı.

Nous fermons à minuit.

Biz gece yarısı kapatıyoruz.

- Je me suis réveillé à minuit.
- Je me suis réveillée à minuit.

Gece yarısında uyandım.

Je dois travailler jusqu'à minuit.

Gece yarısına kadar çalışmak zorundayım.

On a dansé jusqu'à minuit.

Gece yarısına kadar dans ettik.

Dans trois secondes minuit sonnera.

üç saniye içinde gece yarısı çalacak.

Il est arrivé à minuit.

O, gece yarısı vardı.

Il est presque minuit ici.

Burada neredeyse gece yarısı.

L'incident s'est produit à minuit.

Olay gece yarısı gerçekleşti.

- On ne va jamais se coucher avant minuit.
- Nous n'allons jamais dormir avant minuit.

Asla gece yarısından önce yatağa gitmeyiz.

À minuit, le froid est glacial.

Gece yarısı geldiğinde herkes soğuktan nasibini alıyor.

La conversation s'est poursuivie jusqu'après minuit.

Konuşma gece yarısı sonrasına kadar devam etti.

Je déteste aller dormir après minuit.

Ben gece yarısından sonra uyumaya gitmekten nefret ediyorum.

Je dois aller dormir avant minuit.

- Gece yarısından önce uyumam gerekiyor.
- Gece yarısından önce uyumalıyım.

Il boira le champagne à minuit.

O, gece yarısında şampanya içecek.

La fête s'est terminée à minuit.

Parti gece yarısı bitti.

- Il me faut être rentré chez moi pour minuit.
- Il me faut être rentrée chez moi pour minuit.
- Je dois être rentré chez moi pour minuit.
- Je dois être rentrée chez moi pour minuit.

Geceyarısına kadar eve dönmek zorundayım.

Parfait pour renifler un festin de minuit.

Gece yarısı, burnuyla ziyafet bulmak için mükemmel.

J'ai travaillé de 18 heures à minuit.

Akşam altıdan gece yarısına kadar çalıştım.

Tom rentra à la maison après minuit.

Tom gece yarısından sonra eve geldi.

Minuit, dans la péninsule du Yucatán, au Mexique.

Meksika'nın Yucatan Yarımadası'nda gece yarısı.

On peut dîner entre neuf heures et minuit.

Akşam yemeği saat 9 ila 12 arasında servis edilir.

Nous prévoyons de boire du champagne à minuit.

Biz gece yarısı şampanya içmeyi planlıyoruz.

Je me suis endormi aux alentours de minuit.

Gece yarısına doğru uyudum.

Ce contrat prend effet à partir de minuit.

Bu anlaşma gece yarısı yürürlüğe girer.

Tom n'est pas rentré chez moi avant minuit.

Tom gece yarısına kadar eve gelmedi.

Tom était dehors jusqu'à minuit la nuit dernière.

Tom dün gece gece yarısına kadar dışardaydı.

Papa rentre rarement à la maison avant minuit.

Babam nadiren gece yarısından önce eve döner.

- Je veux que vous soyez à la maison pour minuit.
- Je veux que tu sois à la maison pour minuit.

Gece yarısına kadar eve gitmeni istiyorum.

Je me suis couché à minuit la nuit dernière.

Dün gece saat on ikide yatmaya gittim.

Il n'est pas retourné à la maison avant minuit.

Gece yarısına kadar eve dönmedi.

Un orang-outan. Que fait-il debout à minuit ? Mystère.

Bir orangutan. Gece yarısı ayakta ne işi var, bilinmez.

Je serai à la maison au plus tard à minuit.

En geç gece yarısı evde olacağım.

Je vais presque tout le temps me coucher avant minuit.

Neredeyse her zaman gece yarısından önce yatarım.

C'était une nuit torride que je n'ai pu m'endormir avant minuit.

O kadar sıcak bir geceydi ki gece yarısına dek uyuyamadım.

Il y a des animations musicales de neuf heures à minuit.

Saat dokuzdan gece yarısına kadar müzik eğlencesi var.

Une heure de sommeil avant minuit en vaut deux par après.

Gece yarısından önce bir saatlik uyku gece yarısından sonra iki saatlik uykuya değer.

Je ne vois pas pourquoi je dois aller chez toi à minuit.

Gece yarısı niçin senin evine gitmek zorundayım anlamıyorum.

Quand Cendrillon a entendu sonner minuit, elle est partie tout de suite.

Külkedisi gece yarısı sesini duyunca, hemen ayrıldı.

Je ne comprends pas pourquoi il faut que j'aille chez toi à minuit.

Neden gece yarısı senin evine gitmem gerektiğini anlamıyorum.

- Je veux attraper celui de onze heures quarante-cinq.
- Je veux attraper celui de minuit moins le quart.

11:45 trenine yetişmek istiyorum.