Examples of using "Manquait" in a sentence and their turkish translations:
O annesini özledi.
Tom onu özledi.
Tom onu kaçırdı.
O, onu çok özledi.
eğlenmek için kendimize izin verdik.
Ama hastane ortamını özlemiştim.
telefonunuzun şarjı bitmek üzereydi,
Onun parası bitmiş gibi görünüyordu.
Birinin eksik olduğunu nasıl bildin?
Bir şeyin eksik olduğunun bilincindeydim.
Mükemmel olmasını tek bir kusuru engelliyordu.
Ayrıca en hasta olduğum zamanlardaki netlik hissini de özlemiştim.
Bu, bardağı taşıran son damla!
Yüksek komuta güveninden yoksundu, ancak İmparatorun gözetimi altında
Onunla dışarı çıkmayı ve gözde restoranımızda yemek yemeği özledim.
Eve varıncaya kadar cüzdanımın yokluğunu hissetmedim.