Examples of using "Saviez" in a sentence and their turkish translations:
biliyor muydunuz?
Burada olduğumu biliyordun.
Bilmiyor musun?
Onu biliyor muydunuz?
Etçil kaplumbağaların olduğunu biliyor muydun?
Evli olduğumu biliyordun.
siz alıştırma yaptığınızını bilmiyordunuz.
- Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?
- Bu dağda birkaç tilki yaşadığını biliyor muydun?
"Enayi"nin sözlükte olmadığını biliyor muydun?
Onun yanlış olduğunu biliyordun.
Bu anı ne kadar sabırsızlıkla beklediğimi anlatamam.
- Senin bildiğini düşünüyordum.
- Bildiğini sanıyordum.
Bunu o zaman biliyor muydunuz?
- Bütün bunları nasıl bildin?
- Bütün bunlardan nasıl haberdar oldun?
Muhtemelen bunu zaten biliyordun.
Biliyordun, değil mi?
Araba sürebileceğini bilmiyordum.
Tom'un Fransızca konuşabildiğini bilmediğine şaşırdım.
Ama biliyor musunuz, aslında "şoförlük"
otuz sekizi 1980 yılına kadar elverişsiz hale gelebilir
Fransızca konuşabildiğini bilmiyordum.
Onun iki yıl önce öldüğünü bilmiyor musun?
- Bomba hakkında nasıl öğrendin?
- Bombadan nasıl haberin oldu?
Nerede olacağımı nasıl bildin?
- Burada olduğumuzu nereden biliyordun?
- Burada olduğumuzu nasıl bildin?
Her zaman nasıl yüzeceğini bildiğini düşündüm.
Birinin eksik olduğunu nasıl bildin?
Fransızca konuşabildiğini sandım.
Ne düşündüğümü nasıl bildin?
Ne söyleyeceğimi nasıl bildin?
Evet diyeceğimi nasıl bildin?
Bunun olacağını biliyordun, değil mi?
Dans edebildiğin hakkında hiçbir fikrim yoktu.
O adamın bir polis olduğunu nasıl bildin?
Gerçekten bilmiyordun, değil mi?
Tom'un bir köpeği olduğunu nasıl bildin?
Bunun olacağını biliyordun, değil mi?
Tom'un bunu yapmak zorunda olmadığını biliyor muydunuz?
Onu bilmiyor muydun?
Fransızca konuştuğunu fark etmedim.
Nasıl dans edeceğini bilmiyormuş gibi davranma.
- Fransızca konuşabildiğin hakkında hiçbir fikrim yoktu.
- Fransızca konuşabildiğine dair hiçbir fikrim yoktu.
Onu zaten biliyordun, değil mi?
Japonya'da, eğer bir dövmen varsa, kaplıcaların birçoğunda yıkanmana izin verilmeyeceğini biliyor muydun?
Sadece şaka yaptığımı bildiğini sanıyordum.
Nasıl Fransızca konuşacağını bilmediğini bana hiç söylemedin.
Neyin yanlış olduğunu bilmiyorsun gibi davranma.
Neden bahsettiğimi bilmiyormuş gibi davranma.
- Eminim bunu bilmiyordun.
- Bahse girerim sen bunu bilmiyordun.
- Tom'un pasaportunun alt çekmecede olduğunu nasıl biliyorsun?
- Tom'un pasaportunun alt çekmecede olduğunu nereden biliyorsun?
Sen onun bunu yapamayacağını bilirken neden Tom'un onu yapmasını istedin?