Examples of using "Un " in a sentence and their turkish translations:
Bir işçi veya meslektaş, öğretmen veya öğrencisiniz.
Afrikalı Amerikalı, Asyalı Amerikalı, Fransız, Alman, Rus
At bir hayvandır.
Bir iç çamaşırı!
Timsah bir köpek yedi.
- Bir daire çizin.
- Bir daire çiz.
O bir yobaz.
Bir iş bul.
Avukatı olan bir göçmenin
Söylemesi biraz zor.
Kaplan yırtıcı bir hayvandır.
Palto bir giyim eşyasıdır.
Doktor, hastayı tedavi eder.
At bir hayvandır.
Bir dakika...
Anlaşma anlaşmadır.
Bir pislik her zaman bir pislik kalır!
O bir kıdemli.
Bir süre bekle.
Tom bir insan, bir maymun ve bir memeli.
Bu bir kare, bir küp değil.
Bir dolma kalemin mi yoksa bir kurşun kalemin mi var.
Adamı bir çocukla birlikte gördüm.
Bir gazete ya da bir dergi ister misiniz?
- O bir beyefendi.
- O bir beyefendidir.
Bir süre kalın.
Ben bir mavi, bir kırmızı ve bir siyah kurşunkalem istiyorum.
Yunus bir memelidir.
Bir köpek havladı.
- Aslan bir hayvandır.
- Aslan, bir hayvandır.
Birazcık inek biriyim
eğer as seçtiyseniz, bir ekleyin
Birinci önceliğimiz, ateş.
akıllı telefon, tablet veya bilgisayar.
bir gemi gibi kayık gibi aynı
Kestirmeden gidelim.
Benim bir kedim ve bir köpeğim var.
Bir telefon görüşmesi yapalım.
O bir yazar ve sanatçıdır.
Köpek kediyi kovaladı.
Bir köpeğim ve bir kedim var.
Bir ata bin.
O bir tembel.
Midilli küçük bir attır.
Mesaj bırak.
Bir numara al.
O bir sınavdı.
O bir plan.
O bir dolandırıcı ve bir yalancı.
Bir şemsiye al.
Bir kocam var.
- Benim bir köpeğim var.
- Köpeğim var.
Bir süre bekleyin.
Biraz geriye doğru hareket edin.
Bir süre kalın.
Bir iş bul.
Bir gülümseme dostluk işareti gönderir.
Fil güçlü bir hayvandır.
Günün birinde, bir yelkenliye sahip olmak istiyorum.
Bir içki içelim.
Biraz büyü.
- Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- Filler iri bir hayvandır.
Bak, bir sincap!
Bu bir ayrıcalıktır, hak değil.
Sen bir beş para etmezsin.
Bir kruvasan ye.
Bir seçim yap.
Bir numara seç.
Adam ol.
Kitap oku!
Bir tesisatçı çağırın.
Bir insan, bilinçli bir varlıktır.
Köpek zeki bir hayvandır.
Bir çörek ye.
Bu bir politeknik mühendis.
Bir dilek tut.
Bir orkestra şefi bir orkestrayı yönetir.
Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için!
O bir öykücü ve şairdir.
O bir Parisli.
- Bir kelime seç.
- Bir kelime seçin.
- Bir sözcük seçin.
- Bir sözcük seç.
Ben biraz tombul bir çocuktum.
Bir taksi çağırın!
Bir ağaç dikin.
Bana bir öpücük ver.
Bir kitap görüyor musun?
Bir tekne alabora oldu.
O, bir köpek resmi yaptı.
Elinde çekiç olan bir adama her şey bir çivi gibi görünür.