Examples of using "L'empêcher" in a sentence and their turkish translations:
Artık onu, içmekten alıkoymalıyız.
engellemenin ise zaten bir yolu yok
ama bu onu yine engelleyemiyor
Onun içmesini engelleyemezsin.
Onu tekrar yapmaması için durduracağım.
Kim mani olabilir ki?
veya engellemenin bir yolu var mı?
Onun onunla evlenmesini hiçbir şey engelleyemez.
Arkadaşları onun dondurma yemesini engellemek için buzluğa asma kilit takmak zorunda kaldılar.
Saltanovka'da Bagration'ın İkinci Ordusu'na saldırdı, ancak kaçışını engelleyemedi