Translation of "Hautes" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Hautes" in a sentence and their turkish translations:

- Les vagues sont hautes aujourd'hui.
- Les vagues sont hautes, aujourd'hui.

Dalgalar bugün yüksek.

Les vagues sont hautes.

Dalgalar yüksek.

Les vagues sont hautes aujourd'hui.

Dalgalar bugün yüksek.

C’est l’histoire des sols des hautes latitudes.

Bu, yüksek enlemlerdeki topraktan bir hikaye.

Le Pamir a de belles hautes montagnes.

Pamir'de yüksek ve güzel dağlar vardır.

Surtout dans les hautes herbes. Ils sont à mi-chemin.

Hele ki yüksek çalıların arasında. Yolu yarıladılar.

Tu as descendu les hautes montagnes pour t'abriter dans ce ravin.

Yüksek dağlardan aşağı inip korunaklı eteklere indi.

Je dois accrocher la corde à une de ces branches hautes.

Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.

Avec des cavités suffisamment hautes pour y faire entrer une personne debout.

yüksek olan bir ev kadar geniştir demek gibi.

On avait un bungalow en bois sous le niveau des hautes eaux.

Ufak bir ahşap bungalovumuz vardı. Suyun en yükseldiği noktanın altındaydı.

Ces poissons sont habitués aux hautes pressions et à la présence de lumière.

Bu balıklar yüksek basınç ve ışık varlığında yaşamaya alışkındırlar.

Nos montagnes ne sont pas vraiment très hautes. Les vôtres sont beaucoup plus grandes.

Dağlarımız gerçekten çok yüksek değil. Seninkiler çok daha büyük.

Non, les maisons dans mon village ne sont pas hautes, en revanche les jardins sont grands.

Hayır, köyümdeki evler yüksek değil ama bahçeler büyüktür.