Translation of "Diffuser" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Diffuser" in a sentence and their turkish translations:

Pour étudier et diffuser l'histoire turque

Türk tarihini incelemek ve yaymak için

A commencé à diffuser à la télévision

televizyonunda yayın hayatına başlayıverdi

Qui est susceptible de diffuser cette information ?

O bilgiyi muhtemelen kim yayıyor?

Et Fatih Portakal continue de diffuser devant nous

ve Fatih Portakal hala bizim karşımızda yayın yapıyorsa

On a juste à cliquer pour le diffuser.

Klikleyip paylaşırız.

Et vous voulez le diffuser gratuitement à l'humanité.

ve bunu da insanlığa bedava bir şekilde yaymak istiyosunuz.