Examples of using "étudier" in a sentence and their turkish translations:
Daha çok çalışmalısın.
Ben senin çalışmanı izliyorum.
- Daha fazla ders çalışmalısın.
- Daha çok çalışmalısın.
Tarih eğitimi yapmak istiyorum.
Ne çalışmak istiyorsun?
Çalışmalıyım.
- Ben çalışacağım.
- Çalışacağım.
Tarih çalışmayı severim.
Çalışmalıyız.
Çalışmaktan nefret ediyorum.
İspanyolca okumayı seviyorum.
Fransızca çalışmak istiyorum.
Fransızca okumalısın.
Geceleri çalışmayı tercih ederim.
ya da LSAT sınavına çalışıyor
Sıkı çalışmalısınız.
- Burada çalışabilirsin.
- Burada eğitim görebilirsiniz.
İngilizce okumak istiyorum.
Arapça çalışmak istiyorum.
- Daha fazla çalışmalısın.
- Daha fazla çalışmak zorundasın.
Yarın çalışmak zorunda kalacağım.
Ne çalışacağımı biliyorum.
Ben dil çalışmayı severim.
Fransızca çalışmayı severim.
Ben öğrenmekten hoşlanırım.
Boston'da eğitim almak istiyorum.
Biz İngilizce öğrenimi yapmalıyız.
İngilizce çalışmak zorundaydım.
- Daha fazla çalışmalıydım.
- Daha fazla çalışmam gerekirdi.
Daha fazla dil bilgisi çalışmalısın.
- Neden yurtdışında okumak istiyorsun?
- Neden yurtdışında okumak istiyorsunuz?
- Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?
Sadece Tom değil aynı zamanda ben de çalışmak zorundayım.
Çalışmak zorunda olan tek kişi Tom değildir. Ben de çalışmak zorundayım.
Daha fazla çalışman gerekiyor.
Ben test için çalışmalıyım.
Çalışmak için çok yorgunum.
Çok daha sıkı çalışmalısın.
Onun çalışmaktan nefret ettiğini söylüyorlar.
Tom ders çalışmanın dışında herhangi bir şey yapar.
Tom'un ders çalışma isteği yok.
Konuyu çalışmak zorundayız.
Çalışma size iyi gelecek.
O çok çalışmak zorunda.
Neden ekonomi okumalıyız?
Yurt dışında eğitim yapmak istiyorum.
Daha çok çalışmak zorunda olacağım.
Ders çalışamayacak kadar açım.
Kır çiçeklerini öğrenmeyi seviyorum.
- Japonca çalışacak mıyız?
- Japonca öğrenecek miyiz?
- Japonca eğitimi alacak mıyız?
Fransızca çalışmalıyım.
- Fransızca eğitimi yapmak istiyorum.
- Fransızca çalışmak istiyorum.
Tom müzik çalışmayı sever.
Sınav için çalışmak zorundayım.
Tom çalışmaktan nefret ettiğini söyler.
Fransızca okumak istiyordum.
Konuyu çalışmak zorundayız.
Öğrenciler daha sıkı çalışmalılar.
Öğleden sonra çalışmayı tercih ediyorum.
Fransızca okuyacak mısın?
Tom, Fransızca okumaktan nefret ediyor.
Fransızca okumaktan nefret ediyorum.
Fransızca okumalı mıyım?
Tom Fransızca okumalı.
Yarın çok çalışacağım.
Dil öğrenmek harikadır.
- Matematik okumayı seviyor.
- Matematik çalışmayı sever.
Belki Almanca çalışmalıyım.
Hayatın boyunca çalışmak zorundasın.
Türk tarihini incelemek ve yaymak için
O çok İngilizce çalışmış olmalı.
Öğrenmek zorundayım.
Annem beni çalıştırdı.
Okumak istemiyor musun?
Doroty Paris'te sanat çalışmak zorundaydı.
- O çalışmak için çok yorgun.
- O çalışamayacak kadar çok yorgun.
Daha fazla çalışmalıydın.
Ders çalışmak için çok yorgundu.
Çalışacak başka bir şeyim yok.
Gelecek yıl Fransızca öğrenmek istiyorum.
Ben burada çalışamam.
Daha çok İngilizce çalışmalısın.
Buraya okumak için geldim.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
Nerede Fransızca okuyabilirim?