Examples of using "Gratuitement" in a sentence and their turkish translations:
Onu ücretsiz aldım.
Bir şeyi asla bedava alamazsın.
Para ödemeden elde edebilirsin.
Mary onu ücretsiz yaptı.
- Bedavaya bir dil öğrenin.
- Beleşe bir dil öğrenin.
Bunu bedavaya veriyoruz.
Onu parasız aldım.
Tom bunu ücretsiz yapacak.
Tom ücretsiz bilet aldı.
Mallar ücretsiz teslim edilecek.
Bileti ücretsiz aldım.
Bileti ücretsiz aldım.
Bana ücretsiz bir numune gönderir misiniz?
ve daha sonra atfettikleri daha yüksek gücü onurlandırmak için
Bu kitabı ücretsiz alabilirsin.
O, bu biletleri parasız aldı.
Buradan satın alınan ürünler ücretsiz olarak teslim edilecektir.
İlk ay bedava,ilk ay bedavaya kullanıp aboneliğimizi sonlandırabiliyor muyuz?
ve bunu da insanlığa bedava bir şekilde yaymak istiyosunuz.
Bizi ücretsiz olarak 1-800-446-2581'den arayın.
Konser için bu biletleri ücretsiz aldım.
Şunu unutmayın,bir şeyi bedavaya alamazsınız.
Mary onu ücretsiz yapmaya istekli olduğunu söylüyor.
Hiçbir şey birinin ücretsiz aldığı şey kadar pahalı değildir.
Ücretsiz olarak internet üzerinden bir bilgisayardan bilgisayara arama yapabilirsiniz!
40 dakikaya kadar, belli bir kullanıcıya kadar sana demiş bedava la reklamsız kullan yahu
Radyodaki İngilizce programlarını dinlersen bedava İngilizce öğrenebilirsin.
Yandaki bayan artık onu istemediği için biz bu sandalyeyi boşuna aldık.
Biletler 30 dolar, park etmek ücretsiz ve on yaşın altındaki çocuklara ücretsiz giriş.