Examples of using "Cru" in a sentence and their turkish translations:
Ona inandım.
Kim inandı?
Tom ona inanıyordu.
Ben ona inandım.
Buna asla inanmadım.
Çiğ yumurtayı mı seçeceğiz,
Tom buna inandı mı?
Tavuk çiğ.
Ben kendime inandım.
Kimse Tom'a inanmadı.
Niçin bana inanmadın?
Balığı çiğ yeriz.
Bir şey duyduğumu sandım.
Ağladım ve zannettim.
Sen Mary'ye inanmadın.
Ben ölecek gibi hissettim.
Tom, Mary'ye inanmadı.
Ona asla inanmazdım.
Bir patlama duyduğumu sandım.
O bana inanmıyordu.
İlk başta, balık avlayacağını düşündüm.
Biz sık sık balığı çiğ yedik.
Beni kabul edeceklerini asla düşünmemiştim.
Sanırım Tom bana inandı.
Sana inandım.
Lahana çiğ olarak yenilebilir.
- Gerçekten bunun işe yarayacağına inandım.
- Onun işe yarayacağına gerçekten inanıyordum.
Pekâlâ, çiğ yumurtayı mı seçeyim?
O çiğ balık yemez.
Ona hiç inanmadım.
Gülmekten öleceğimi düşündüm.
Ben sadece ona inanmadım.
O ona bir saniye inanmadı.
Ben hiç çiğ balık yemedim.
Kabusun bittiğini sanıyordum.
sushi gibi çiğ olarak bile atıştırabilirim,
Hiç kimse ona inanmadı.
Onu bana yapacağını asla düşünmedim.
Babamın beni öldüreceğini düşündüm.
Sanırım Tom bana güvenmedi.
Size inanmadığım için pişmanım.
Senin gelmek istemediğini düşündüm.
Yanlışlıkla onun erkek kardeşim olduğunu düşündüm.
Seni hemen aramam gerektiğini düşünmemiştim.
Çiğ yumurtayı mı seçeceğiz, karaçalı çiçeğini mi?
Hemen hemen tüm öğrenciler söylentiye inandı.
Bir an için onun delirmiş olduğunu düşündüm.
Yaşlı adama hiçbir şekilde inanmadım.
Jüri, Dan'ın hikayesine inanmadı.
Tom'un kazanabileceğini düşündüm.
Hiç kimse bize inanmadı.
Birçok defa hava sıcak olmadığında, neredeyse donma
O çiğ yumurtayı yediğim için. Bunun kötü bir fikir olduğunu biliyordum.
Bir sıfırı eksik yazdıklarını sandım.
Her kamu görevlisi -- bilin bakalım -- onlar bizim için çalışıyorlar.
O bana inanmadı.
Hiç kimse onun hikayesine inanmadı.
Genelleme yaparsak, Batılılar balığı çiğ yemezler.
Onu böyle bir yerde görmeyi hiç ummazdım.
Hiç kimse bana asla inanmadı.
O anda, doğru karar gibiydi.
Onun bu kadar çirkin bir şey yapabileceğini düşünmemiştim.
Tom Mary'nin söylediklerinin bir kelimesine inanmadı.
Amfibilere ait bir şeyi çiğ olarak yemek hiç iyi bir fikir değildir.
Kimse bana inanmadı.
Sen bana 30 yaşında olduğunu söyledin ve ben sana inandım.
Büyükbabama hiç inanmıyordum.
Neden bu sefer onun farklı olacağını düşündüğümü bilmiyorum.
- Bana inanmadılar.
- Onlar bana inanmadılar.
Kendime ait bir kitap yazmak için kelime işlemci satın aldım.
Ancak bir kişi benim bu acıya rağmen zafer hikâyeme inanmadı.
Ateş yakma imkanı olmadığı için, balığı çiğ çiğ yedi.
İlk önce kimse bana inanmıyordu.
Önce sana inanmadım.
Neredeyse kimse ona inanmadı.
Bir yabancı olsam, muhtemelen çiğ balık yiyemem.
Size inandım.
, El-Abadi hızla kabul etti ve dünya projenin başlatılacağına inandı, ancak
O, onu sevdiğini söylediğinde ona inandı.
Her zaman tıp öğrencilerinin çalışkan ve çok meşgul kişiler olduklarına inanırdım. Seninle tanışana kadar.
Tom bana Mary'nin piyano çalmada iyi olduğunu söyledi fakat ben onun çalışını duyuncaya kadar gerçekten inanmadım.
Sana güvenebileceğimi düşündüm.