Examples of using "Courses" in a sentence and their turkish translations:
Alışverişe gidecekler.
O, alışverişten nefret eder.
Alışverişe gideceğim.
Alışveriş yapmayı seviyorum.
Biz alışveriş yapmak zorundayız.
Alışveriş yapmaktan nefret ediyorum.
Bayılana kadar alışveriş yap.
Alışverişe gitmek istiyorum.
Alışverişe gidiyorlar.
Tom üç yarış kazandı.
Yapacak birkaç ayak işim var.
Bu videoya sponsor olmak için Kurslar Artı.
Ben alışverişe gitmek zorundayım.
Yarış hakkında bir şey bilmiyorum.
Biraz alışveriş yapacağım.
Ben yarın alışverişe gideceğim.
Kız kardeşim alışveriş gezisine birlikte geldi.
Kim alışverişe gitmek ister?
Biz alışverişe gitmek zorundayız.
- Her sabah alışverişe çıkarım.
- Her sabah alışverişe giderim.
Alışverişe gitmem gerekiyor.
Tom alması gereken şeylerin bir listesini yaptı.
Annem az önce alışveriş yapmaya gitti.
Ben süpermarkette alışveriş etmeye gidiyorum.
Alışverişe gitmeye ihtiyacımız var.
Onun annesi alışverişe gitti.
Anne az önce alışveriş için dışarı çıktı.
O, alışverişe gitti.
Tek başıma alışverişe gitmeyi tercih etmem.
Annem erkek kardeşimle alışverişe gitti.
O, başka bir yere alışverişe gitti.
Sokak alışverişçilerle hareketliydi.
Ben o mağazada alışveriş yapmayı seviyorum.
Bir süpermarkete alışverişe gitti.
Ben bir arkadaş ile alışverişe gittim.
Ben her sabah alışveriş yaparım.
Öğle yemeğinden sonra alışverişe gideceğim.
Ne sıklıkta alışverişe çıkarsın?
Her sabah alışverişe çıkarım.
Buralarda biraz alışveriş yapmak istiyorum.
Kim benimle alışverişe gitmek ister?
Günaşırı alışverişe giderim.
O, alışverişi sever.
Annem az önce alışverişe çıktı.
Odayı temizledi, ve ayak işlerini yaptı.
Ben alışveriş listemi evde unuttum.
Yakında Noel geldiği için biraz alışveriş yapmalıyım.
Bu marketten alışveriş yapmaya alışığım.
Yerel çiftçiler pazarında alışveriş yapmayı seviyorum.
Noel çok yaklaştığı için biraz alışveriş yapmalıyım.
Alışveriş listesine "şeker" koydun mu?
- Tom Noel alışverişi yapıyor.
- Tom Noel'de vereceği hediyeler için alışveriş yapıyor.
Alışverişe gitti.
- O, alışverişe gitti.
- Alışverişe gitti.
Yapacak işlerim var.
Alışverişe genellikle Pazar öğleden sonra giderim.
O alışveriş bağımlısı.
Alışverişe gidiyoruz.
Yalnız başına alışverişe gitmek istemiyorum.
Sen telefon ettiğinde ben sadece alışverişe çıkmak üzereydim.
Ben eskisi kadar sık alışverişe gitmem.
Eve giderken Noel için biraz alışveriş yaptım.
İşlerini bitirip eve döndü.
Alışverişe gitmek zorundayım. Bir saat içinde geri geleceğim.
Getir götür işi için haftada dört gün çalışmak harikadır.
Alışverişe gitmek zorundayım. Bir saat içinde döneceğim.
O sadece alışverişe gidiyor.
Yarın alışverişe gidiyorum.
Babam alışveriş yaparken annem arabada kaldı.
Alışverişe gittiğinizde lütfen muhakkak uğrayın.
Annem alışverişe gitti.
Tom Marie'ye o çocuklara bakarken alışverişe gitmeyi öneriyor.
Haftada kaç defa süpermarkete alışverişe gidersin?
Bütün gündür alışveriş yapıyorum.
Öyle pahalı bir mağazadan alışveriş yapmaya param yetmez.
O, alışverişe gitmeyi düşündü.
Bebeğimi ona emanet edip alışverişe gittim.
Benimle alışverişe gitmek istiyor musun?
Benimle alışverişe gitmeyecek misin?
Ben biraz alışveriş yapmak için süpermarkete gidiyorum.
Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.
Ben alışverişten sorumluyum.
O, geçen Pazartesi onunla birlikte alışverişe gitti.
Dün birisi ben alışveriş yaparken bisikletimi çaldı.
Tom Mary'ye alışverişe gitmeyi isteyip istemediğini sordu.
Arkadaşıyla alışverişe gitti.