Examples of using "Commune" in a sentence and their turkish translations:
Bu yaygın bir hata.
birlikte seslerimizin tekrar duyulmasını sağlamalıyız.
ortak bir mutfaktan çay içebilir.
- Bu yaygın bir hatadır.
- O yaygın bir hata.
Müzik insanlık için ortak bir dildir.
Bu, yüz elli nüfuslu küçük bir kasaba.
Fransa'nın İtalya'yla ortak bir sınırı vardır.
Onlar bir yerel idarede yaşıyor.
Kavgalar için bile ortak bir dil gereklidir.
Su çiçeği çocuklarda yaygın bir hastalıktır.
İran ve Rusya ortak bir banka kuracak.
sanırım ortak hareket etmelerine sebep bu sesler olabilir
Ben bir kasabada yaşıyorum.
Almanya, Fransa ile bir sınır paylaşmaktadır.
Ben küçük bir kasabada yaşıyorum.
Bir kentte yaşamak istiyorum.
Elbette, ortak insanlığımızı tanıma sadece bizim görevin başlangıcıdır.
Hikaye Neuilly -on-the -Seine'da sahnelenmiştir, Paris'ten çok uzak olmayan bir Fransız kasabası.
İngilizce artık dünyadaki çeşitli ulusların ortak dili haline gelmiştir.
Müzik evrensel bir dildir.
Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı.