Examples of using "Voix" in a sentence and their turkish translations:
Sesini alçalt.
Sesler duydum.
Sesini yükseltme.
- Onun sesi kısıldı.
- Onun sesi yumuşadı.
Bir takım sesler duyuyorum.
Bir ses duyuyorum.
Yüksek sesle!
Güzel bir sesin var.
Harika bir sesin var.
Bazen sesler duyarım.
5'e 4 oyla.
- Sesin iyi çıkıyor.
- Sesin iyi duyuluyor.
O, sesini alçalttı.
Tom suskundu.
O, sesini yükseltti.
Sesimden nefret ediyorum.
Sesini yükseltme.
Tom suskun.
Ben herhangi bir ses duymuyorum.
O ses tanıdık geliyor.
O yüksek bir sese sahip.
Onun tatlı bir sesi var.
Ben bir bebek sesi duydum.
- Ne diyeceğimi bilemiyorum.
- Söyleyecek söz bulamıyorum.
- Nutkum tutuldu.
- Diyecek bir şey bulamıyorum.
Yaşlı bir kadının sesi.
Sesini duyduğumu düşündüm.
Gerçekten güzel bir sesin var.
Ben senin sesini seviyorum.
Bu şarkıcının güzel bir sesi var.
- Sesini tanımadım.
- Senin sesini tanımadım.
Sesinizi duyduğum için mutluyum.
Onun sesi yumuşak ve kibardı.
o ses diyor ki "Hayır!"
Yüksek sesle okuyun.
Betty'nin tatlı bir sesi var.
Şaşkınlıktan dona kalmıştık.
Adam alçak sesle konuştu.
Zayıf bir sesle konuştu.
Boğazını temizledi.
Onun sesi çok güzel geliyor.
Çok yüksek sesle konuştu.
Onun hoş bir sesi var.
O, yumuşak bir sesle konuştu.
O, Baba'nın sesi.
Tom'un harika bir sesi var.
Büyüleyici bir sesi var.
Onun tatlı bir sesi vardır.
Onun hoş bir sesi var.
- Tadashi yumuşak bir sese sahip.
- Tadashi'nin yumuşak bir sesi var.
Lütfen alçak sesle konuşun.
Güzel bir sesin var.
Yüksek sesle konuşuyordum.
Tom harika görünüyor.
Ben bir erkek sesi duydum.
Ben de, sesinizi duymak istiyorum.
Sesin beni ağlattı.
Tom'un çok tiz bir sesi var.
Onun sesi öfkeden titriyordu.
Tom'un yumuşak bir sesi var.
- Konuşmadım.
- Ben suskundum.
Bir erkeğin sesini duydum, kadının değil.
o ses cümlenin geri kalanını getiriyor:
birlikte seslerimizin tekrar duyulmasını sağlamalıyız.
İlk ilkemiz sestir.
Lütfen duyma uzaklığında kal.
Şaşkınlık beni konuşmamdan mahrum etti.
- Hâlâ sesini duyabiliyorum.
- Ben hâlâ senin sesini duyabiliyorum.
Tony'nin sesi güzel.
Kaset kaydedici, onun sesini kaydetti.
O yüksek bir sese sahip.
Bana sesini yükseltme.
Sesini duyduğuma memnun oldum.
Kafamda sesler duyuyorum.
Oyumu Ken'e verdim.
Onun kabalığından nutkum kurudu.
Sesini alçalt.
Sesler duyduğumu sandım.
Kaç oy aldım?
Sesine ne oldu?
Ben de şarkıcının sesini beğeniyorum.
Herkes suskundu.
Onlar işitme menzili içinde.
Sesin bana çok tanıdık geliyor.
Ben bir kadın sesi duydum.
Sesi dinlemek için hoş.
Şiiri yüksek sesle okudu.
Tom arkasında bir ses duydu.
Yirmi dakika olmuştu ki, şuradan gelen bir ses duydum.
kafamın içindeki o ses diyor ki
Değil mi? Hepimizin kafasında dönen bir iç-konuşma kaseti var."
halkın yasal bir duruş sergileme hakkı yok.
Bu minik erkeğin etkili bir ses bulması lazım.