Examples of using "Coin" in a sentence and their turkish translations:
Ördek "Vak, vak" dedi.
Köşede dur.
O, köşeyi döndü.
köşeyi dönen adam
Görüşürüz.
ve köşesine çekildiğini göreceksiniz.
O köşededir.
Buraya yakın yaşıyor.
Sağdan köşeyi dönünüz.
O bu şehirdendir.
Sokağın köşesinde!
O tam köşede yaşıyor.
Onlar yakınlarda yaşarlar.
Yerli bir kadınla evlendi.
O, yöre sakini bir çocukla evlendi.
Bu civarda mı yaşıyorsun?
Gel ve ateşin yanında kendini ısıt.
Ümitsizce sessiz bir yer arıyor.
Bir sigara-içilmeyen bölümünüz var mı?
Müze köşenin civarındadır.
Fırın köşenin civarında.
Bir sonraki köşeden sola dönün.
Ben bu çevreden değilim.
Sen her zaman etraftasın.
Büyük bir kamyon köşeye vardı.
Gözümün ucuyla onu gözledim.
Hava bu çevrede saftır.
Köşede birisi saklanıyor.
O, yöre sakini bir çocukla evlendi.
- Siz bu mahallenin çocuğu musunuz?
- Siz bu civardan mısınız?
O sokak köşesinde duruyordu.
evindeki bir bölümü fark ettim,
Karanlık, sessiz bir alan arıyor.
Burada bir yabancı gibi davranıyor.
O yerel bir çiçekçi dükkanında çalışıyor.
O köşede bir kitapçı vardı.
Yakındaki bir bankada bir hesap açtım.
Bu nerede oldu dedin?
Köşeyi dön, stadyumu göreceksin.
Yakın bir ortaokulda Fransızca öğretirim.
Ben köşede park ettim.
Onu buralarda hiç görmedim.
Onu bu civarda hiç görmedim.
Tom köşedeki bir tabureye oturdu.
Buralarda biraz alışveriş yapmak istiyorum.
Dan bu çevredeki tek dolandırıcıdır.
Otobüs durağı bu caddenin köşesindedir.
Ben kendim burada bir yabancıyım.
Tom köşede parketti.
Köşede yaşıyorum.
Tesadüfen mahallede olursanız lütfen uğrayın.
Beni ofiste arayın.
Dükkan sokağın köşesindedir.
Yakında bir şapka dükkanı var mı?
Dikkatli ol. Her köşede gizlenen tehlike var.
Yerel çiftçiler pazarında alışveriş yapmayı seviyorum.
Pastırma kokusu alıyorum.
- Bu civarda az sayıda ev var.
- Buralarda birkaç ev var.
Yakında oturuyorum.
Kurşun kalemim masamın kenarına düştü.
Öğle yemeği için yerel bir restoranda durduk.
Bu bölgede sizi mahvedebilecek bir şey olmadığından emin olmalısınız. Şuna bakın.
16 üyeleri var. Buraların en büyük su samuru ailesi.
Yakınlardaki bir hastanenin bu panzehre ihtiyacı var,
Mağazanın arkasındaki karanlık bir köşede gözden kayboldu.
Bizim tarafa yolun düşerse, bize uğramayı unutma.
Belediye binası hemen köşede.
Yerel kahvehane dükkanının yerini bir Starbucks aldı.
Eminim buralarda bir yerde.
Buralarda mı yaşıyorsun?
Ben bu alanda bir ev inşa etmeyi asla düşünmezdim.
iş maillerini kontrol eden o kişiydim.
Bu da köşenin diğer tarafından gördüğünüz şey.
Etrafta itilirler, kıvrılırlar, bir köşede saklanırlar.
Tarayıcının küçük bir köşesinde arama motoru koydu
Bu civardaki barlara ve birahanelere sürekli takılır.
Tom ve Mary köşedeki masada oturuyordu.
Köşedeki dükkan çok iyi bir fiyata meyve satar.
Odanın köşesinde bir masa var.
Tom yerel bit pazarında Mary'yle buluştu.
Biz buralardan değiliz.
Pastırma kokuyor muyum?
Odanın köşesinde bir televizyon var.
Ama aniden Küçük Venüslü'nün gidip işemeye ihtiyacı var.
Siyah bir limuzin bir lastik gıcırtısıyla köşeyi döndü.
Bu, bu bölgede bugüne kadar en iyi deniz ürünleri restoranıdır.
Buralı mısınız?
Lütfen konserden sonra ayrılmayın. El yazmalarını imzalıyor olacağız.
Avustralya'nın neresindensin?
Yapmak istediğimiz şey gölgelik bir yer bulup onları güneşten saklamak.
Bölgede ayılar varsa iki kat dikkatli olmanız gerekir!
Hayatta kalma becerilerinizi dünyanın başka yerlerinde denemek isterseniz
vücut ısılarına dış ortama göre ayarlayıp bir köşeye çekilip
Köşedeki servis istasyonunda arabama yakıt doldurttum.
Senin bu bölgeyi bildiğini sanıyordum.
Buralarda yaşamıyorum.