Examples of using "Citoyen" in a sentence and their turkish translations:
Mario bir İtalyan vatandaşıdır.
Ben bir Fransız vatandaşıyım.
Tom bir İngiliz vatandaşı.
Tom bir Japon vatandaşı değil.
Bir dünya vatandaşıyım.
O, yasalara saygılı bir vatandaş.
O, Amerika Birleşik Devletlerinin bir vatandaşı oldu.
İyi bir vatandaş yasalara uyar.
Ben bir Roma vatandaşıyım.
Ve her vatandaş böyle vazgeçilmez bir rol oynar.
Tom kendini bir dünya vatandaşı olarak düşünüyor.
Bir Japon vatandaşı mısınız?
Ben bir Fransız vatandaşıyım.
O bir İngiliz vatandaşı, ancak Hindistan'da yaşıyor.
Ben bir Amerikan vatandaşıyım.
Ben Atinalı veya Yunan değilim, yalnızca dünya vatandaşıyım.
Doğuştan Fransızdır ama o şimdi bir ABD vatandaşı.
Dan bu ülkenin bir vatandaşı ve sonsuza dek burada kalacak.
Amerika'da siyahi bir vatandaşın polis tarafından boğularak öldürülmesi isyan başlattı
Dünya vatandaşı olarak, kültürel engellerin üstesinden gelmenin yollarını biliyorum.
Bir pasaport sizi bir ülkenin bir vatandaşı olarak tanımlar ve yabancı ülkelere seyahat etmene imkan verir.
Meksika vatandaşının kesinlikle Amerika'ya alınmayacağını ve giremeyeceğini söyledi